MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/01/2016 tarih ve 2015/717-2016/41 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, yolcu olarak ... den Türkiye'ye uçuşu sırasında davalı ... tarafından hasara uğratılan ve daha evvel 23/08/2012 tarihinde ...'ta % 60 indirimle satın aldığı üç adet ... marka valizlerinden en büyük olanının hasar gördüğünü ve bagaj hasar zayi bölümüne müracaat yapıp zararın ödenmesini istediğini ve ...'nin çok düşük bir bedel olarak 200 TL ödeme yapmayı teklif ettiğini, bunu kabul etmediğini, ardından da yine davalı şirketin 12/01/2014 tarihli Kars-İstanbul uçuşunda iken üçlü valiz setinin orta boy olanının hasara uğradığını ve yine hasar zayi bölümüne müracaat ettiğini ve kendisine herhangi bir ödeme teklifi yapılmadığını, bu valizlerin zararlarının tazmininin 4077 sayılı tüketici kanunu çerçevesinde zorunlu olduğunu, valizlerin aynı veya benzer nitelikte valiz setiyle değiştirilmesine ve mümkün değilse valiz setinin güncel satış değerinin tazminini şimdilik 1.000 TL zararının ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, olayda davacının iki valizi hasarlanmış olmasına karşın üçlü set valizinin parasının istenmesinin haksız olduğunu ve müvekkilinin sorumluluğunun kg başına sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, görev hususunun resen dikkate alınması ve, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, Kapsam başlıklı, 2. maddesinde, bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı, 3. maddesinde ise, tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsadığı, artık davanın taraflarının da yolcu taşıması yapan ... ve taşınan yolcu olan davacı tüketici olduğu, davacının tüketici sıfatına haiz olduğu ve satın almış olduğu bilet ve yapmış olduğu seyahat ile tüketici olarak ve ayrıca yolcu haklarından istifade etmesi gerektiği ve davalı tarafından zarara uğratılan valizlerinde ticari bir emtia olmadığı gibi davacının kişisel eşyalarını taşıdığı kişisel valizi olduğu, davacı bakımından ticari bir iş olduğunu kabul etmenin olanaksız olması ve ayrıca tüketici kanunundaki tüketici mahkemesini görevi kapsamına ilişkin kanun maddesine göre de tüketici sıfatının taşıma işinde de geçerli olduğu tüketicinin korunması hakkındaki kanunun metninde açıkça yazılı olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesini müteakip ... Nöbetçi Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi bulunmakta olup, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu, 5/2. maddesinde bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı, 5/3. maddesinde ise, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, 27/11/2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak 28/05/2014 günü yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2. maddesine göre, bu Kanun'un kapsamını "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" oluşturmakta olup, anılan Kanun'un 3/1-l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiş olmakla birlikte, dava tarihi olan 03/03/2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa henüz yürürlükte bulunmamaktadır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında re'sen gözetilmelidir. Bu itibarla, mahkemece, uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ticari dava niteliğinde olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektirir bir hususun bulunmadığı ve dava tarihi itibari ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un da yürürlükte bulunmadığı nazara alınarak işin esası incelenerek hüküm tesisi gerekirken, yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın re'sen BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.