MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2014 tarih ve 2013/195-2014/234 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından sigortalı bulunan ...Tur ve San. Ltd. Şti. unvanı ile akaryakıt satışı konusunda faaliyet gösteren sigortalısının davalı tarafından .. plakalı tanker ile istasyonun akaryakıt tanklarına şoföründe yanlış yönlendirmesi sonucu yanlış ürün boşaltması nedeni ile 04/01/2011 tarihinde hasara uğradığını, meydana gelen 11.407,00 TL hasarın sigortalıya 23/02/2011 tarihinde ödendiğini ve sigortalının haklarına TTK 1301 maddesi uyarınca halef olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 11.407,00 TL'nin 23/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, söz konusu hasarın oluşmasında müvekkilinin bir kusuru olmadığını, bilakis zarara sigortalının kendi çalışanının sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; hasarın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığı, bu hususun esasen dava dilekçesinde de "... İstasyonun akaryakıt tanklarına şoförün de yanlış yönlendirmesi sonucu yanlış ürün boşaltması nedeni ile..." denilmek sureti ile ifade edildiği, davacının zarar sorumlusu olmayan davalıdan sigortalısına ödediği tazminatı rücuen talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, mal sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile meydana gelen zarardan ötürü davalının sorumlu olmadığı görüşü benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde maddi olayın ne şekilde meydana geldiği açıklığa kavuşturulmamış, oluşturulan bilirkişi kuruluna, uyuşmazlık konusu dolum tesisinden tankerlere, tankerlerden de akaryakıt tanklarına ürün boşaltma işlemlerinin (proses) aslında ne şekilde gerçekleşmesi gerektiği konusunda uzmanlığı bulunan bir sektör bilirkişisi dahil edilmemiş, bu konuda uzmanlıkları olmadığı anlaşılan bilirkişilerin soyut bilgi ve tahmine dayalı olarak düzenledikleri rapor benimsenmek suretiyle hüküm verilmiştir.Bu bakımdan, mahkemece yukarda sözü edilen konuda uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de heyete ilavesiyle, zararı doğuran maddi olayın sektör uygulamaları da gözetilerek ne şekilde gerçekleşmesi gerektiği, buna karşın somut uyuşmazlıkta ne şekilde gerçekleştirildiği aydınlığa kavuşturularak, zarara hangi tarafın kusurlu eyleminin yol açtığı, diğer tarafın müterafik kusuru veya zararın artmasını sağlayan bir eylemin bulunup bulunmadığı hususunda denetime elverişli rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.