MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/02/2014 tarih ve 2013/179-2014/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakim...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı ile dava dışı .... isimli şahsın, müvekkiline düzenleme tarihli 26/01/2006 olan 25.000,00 TL bedelli bir adet senet verdiğini, senette kefil kısmında davalının ismi yazılı olmasına karşın, gerçekte gerek davalı ve gerekse...'un ikisinin de asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olduğunu, senet bedeli ödenmeyince icra takibi başlatılmış ise de, dava dışı....'un takibe itiraz etmediğini, davalının ise senetteki vade tarihlerinin yazı ile rakam olarak farklı yazılması nedeni ile şikayet yoluna gitmesi üzerine icra mahkemesi kararı ile icra takibinin davalı yönünden iptaline karar verildiğini, davalının müvekkiline 25.000 TL borcu bulunduğunu belirterek şimdilik 10.000 TL alacağın 08/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında düzenlenen 26/01/2006 tarihli protokolde; davacı şirkete ait köfte salonunun işletme hakkının davalıya devredildiği, karşılığında 25.000 TL teminat senedi alındığı, bu miktarın 31/08/2006 gününe kadar ödeneceği, ödenmediği taktirde kalan yekünün 31/12/2006 tarihine kadar davalı tarafından ödeneceği ile diğer hususların kararlaştırıldığı, söz konusu protokolün taraflarca inkâr edilmediği, 08/10/2006 vade tarihli 25.000 TL bedelli bononun alacaklısının davacı, borçlusunun ..., kefilinin ise davalı olduğu, dava dışı ...ile davalının işyerini birlikte açtıkları,.....'un maddi imkanı olmadığı için davalının, işyeri için gereken tüm ödemeleri ve sair mali işleri bizzat takip ettiği ve sermaye sahibi olduğu, lokantanın bir süre sonra zarar ederek kapatıldığı, davacının alacağını talep edebileceği, 25.000 TL nin davacıya ödendiğine dair davalı tarafça delil sunulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 25.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, bonoya dayalı olarak alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava konusu senedin (bono) 26.01.2006 tarihli protokole istinaden teminat senedi olarak davacıya verildiği mahkemece kabul edilmiştir. Yine, teminat senedinin protokol kapsamında işletmenin devri karşılığı olarak 25.000 TL bedel için verildiği, ancak protokolde 25.000 TL'nin, günlük.... cihazı tutarlarından 31.08.2006 tarihine kadar ödeneceği, ödenemediği taktirde kalan miktarın 31.12.2006 tarihine kadar davalı tarafından ödeneceği kararlaştırılmış olup, protokol uyarınca 25.000 TL devir bedelinin belirlenen ödeme planı kapsamında ödenememesi halinde teminat senedindeki alacağın muaccel olacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, protokol kapsamında ödemelerin yapıldığı, teminat senedinin bedelsiz kaldığını ispat yükü davalı tarafa ait olup, mahkemece davalıdan 25.000 TL devir bedelini davacıya ödeyip ödemediği, ne miktarda ödemede bulunduğu sorulmak, bu hususta davalı delilleri toplanmak ve davalı davacı tarafın ticari defterlerine dayandığına göre davacı ticari defter ve kayıtlarına göre protokol kapsamında ne miktar ödeme yapıldığı belirlenmek, davacının da kabul ettiği ödeme miktarı varsa bu husus davacıdan sorulmak suretiyle teminat senedinin kısmen veya tamamen muaccel olup olmadığı tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.