Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 678 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9992 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/02/2015 tarih ve 2014/763-2015/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı Banka'nın kredi müşterisi olduğunu, müvekkili şirketin davalı Banka'dan 2000 ile 2004 yılları arasında almış olduğu 72 adet çeki içeren boş çek koçanının 20.05.2011 tarihinde çalındığını, müvekkili şirketin davalı Banka'ya olan kredi borcunu kapatıp teminat olarak verilen taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını istediğini, ancak banka tarafından 72 adet çekin banka sorumluluk bedeli olan 43.200,00 TL'sinin bloke edilmedikçe ipoteğin kaldırılmayacağının bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 43.200,00 TL'nin davalı Banka'ya 23.11.2012 tarihinde bloke edilerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırıldığını, davalı Banka'nın söz konusu boş çek yapraklarından dolayı henüz doğmamış veya ileride doğabilecek bankanın sorumlu olduğu miktarın depo edilmesini müvekkili şirketten isteyemeyeceğini, anılan çeklerin basım tarihleri itibariyle değişen çek yasaları gereği çek geçerlilik koşullarını taşımadığı ileri sürerek 43.200,00 TL'nin bloke tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 72 adet boş çek yapraklarının kıymetli evrak niteliğinde olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının bu çeklerin iptaline ilişkin herhangi bir mahkeme kararı ibraz etmediği için müvekkili bankanın asgari ödemekle yükümlü olduğu tutar nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğini, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre müvekkili bankanın davacıya verilen çekler nedeniyle 30.06.2018 tarihine kadar 43.200,00 TL'lik ödeme riskinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 72 adet çekten 22 adedinin davacıya teslim tarihinin 04.04.2007 ve 50 adedinin teslim tarihinin 18.06.2008 olduğu, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/9 maddesi gereğince, çekin, üzerinde yazılı basım tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona ereceği, bu durumda dava tarihi nazara alındığında haksız olarak bloke edilen 43.200,00 TL'nin davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın bu yönden kabulü ile davalı Banka tarafından bloke edilen 43.200,00 TL'nin bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona erdiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve 72 adet boş çek yapraklarının kıymetli evrak vasfında olmadığının tespitine ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, 72 adet çekin asgari ödeme tutarı için davalı Banka tarafından davacı hesabına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/9 maddesi gereğince, çekin, üzerinde yazılı basım tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun sona ereceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı Banka 2000 ila 2004 tarihli çek yapraklarından dolayı sorumlu olduğu bedel nedeniyle blokeyi kaldırmadığına göre, söz konusu çekler 20.12.2009 tarih ve 27438 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.12.2009 tarih ve 5941 sayılı Kanun’un (9.) maddesiyle yürürlükten kaldırılan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındadır. 14.12.2009 tarihinde kabul edilip, 20.12.2009 gün, 27438 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilerek yürürlüğe giren 5941 sayılı Çek Kanunu’nun geçici (1/3.) maddesinde ise bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, 3167 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükmü yer almaktadır. Yine aynı Kanun’un geçici 3. maddenin 4. fıkrasında “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3'üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer” hükmü getirildiğinden mahkemece, anılan kanun hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözden kaçırılarak Çek Kanun'unda değişiklik yapan 6273 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.