MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2013/252-2013/941Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26.12.2013 tarih ve 2013/252-2013/941 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya I. Münih Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesi tarafından verilen 26.06.2008 tarih 15 O 20164/07 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştirDavalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararı yönünden MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu ancak tenfizi istenen masraf tespit kararının tebliğine ilişkin evrak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davaya konu yabancı mahkeme kararının tenfizine, masraf tespit kararının tenfizi talebinin ise reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir.1-5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasa'nın 20. maddesi, Türkiye'deki taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku'nun uygulanacağını, mirasın açılmasına, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümlerin ise terekenin bulunduğu yer hukukuna tabi olduğunu hüküm altına almıştır. Türk Hukuku'nda mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar mirasçıları gösterir. Bunun doğru olmadığı herhangi bir davada ileri sürülebileceği gibi, iptali ve düzeltilmesi de istenebilir. Yabancı bir mahkemeden alınmış veraset kararına Türk Hukuku'nun tanıdığı ve kabul ettiği değerden fazla bir güç de yükletilemez. Aksi her zaman ispat edilebileceğine göre tanınması veya tenfizi yoluna da gidilemez. Davacılar vekili tarafından dosyaya bir sureti sunulan Münih Bölge (Sulh) Mahkemesi'nin 11.11.2010 tarihli ve "Ortak Verasetname” başlıklı belgenin adli memur tarafından düzenlendiği anlaşılmakta olup dosya içerisinde davacıların nüfus kayıt örnekleri bulunmadığından denetimi de yapılamamaktadır. Bu durumda Türk Hukuku'na göre tanınması ve tenfizi mümkün olmayan yabancı mirasçılık belgesi esas alınarak dava dosyası kapsamından davacıların mirasçılık sıfatı tespit edilemediğinden, davacılar vekiline Türk Mahkemeleri'nden veya noterden yeni bir mirasçılık belgesi alması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmaksızın karar tesisi doğru görülmediğinden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.