MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/12/2014 tarih ve 2013/41-2014/866 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 06.12.2011 tarihli ve 125.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların ise sözleşmeye müteselsil kefil olarak katıldıklarını, kredi sözleşmesi uyarınca asıl boçlu şirkete kredi kullandırılmasının yanında çek defteri de verildiğini, ibraz edilen ve karşılıksız çıkan 5 adet çek dışında henüz ibraz edilmeyen 1 adet çekin ibraz edildiğinde karşılıksız kalması halinde hamillerin bankanın yasal ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesini istemeleri halinde müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kalacağını ileri sürerek, 6.000,00 TL bedelin depo edilmesini, yargılama devam etmekte iken müvekkilince ödeme yapılması halinde ödeme gününden itibaren işleyecek %60 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 0231807 nolu çekin 22.10.2012 tarihinde ibraz edildiği, davacı bankanın yasal yükümlülüğü olan 1.000,00 TL'yi aynı tarihte çeki ibraz eden kişiye ödediği, bankanın bu miktarın kendisine ödenmesi için tebliğ edilen kat ihtarı nedeniyle davalıların 11.12.2012 tarihinde temerrüde düştükleri, davacının asıl alacağının 1.023,00 TL, işlemiş faiz alacağının 57,18 TL ve ... alacağının ise 2,86 TL olmak üzere toplam 1.087,45 TL alacağı olduğu gerekçesiyle, talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacı banka tarafından davalıya verilen ve henüz ibraz edilmeyen çekler karşılığında yasal yükümlülük miktarlarının depo edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan sözleşmede bu konuda açık bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile nakde dönüşmeyen çekler yönünden davanın reddine karar verilmişse de, borçluya çek hesabı açılması dolayısıyla bankanın çek başına ödemekle yükümlü tutulduğu tutar, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 3/3 maddesi (b) bendi 2. paragrafı uyarınca hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olup genel kredi sözleşmesinin 35 / c maddesi ile "Bankanın sözleşme kapsamındaki kredileri uygun göreceği her türlü teminat karşılığında kullandırabileceği, istenen teminatların, Bankaca saptanacak koşul ve şekillerde, tespit olunacak marj oranına göre ve tayin olunacak süre içerisinde vermekle müşterinin yükümlü olduğu" kararlaştırılmıştır. Bu itibarla, davalıya verilen çekler nedeniyle davacı bankanın depo isteme hakkı bulunduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabul kısmen reddine dair hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.