Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6763 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16961 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2013NUMARASI : 2013/88-2013/161Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/06/2013 tarih ve 2013/88-2013/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin TPE nezdinde 1998/210130 ve1998/20547 sayı ile tescilli G. tanınmış markasının sahibi olduğunu, davalının mağazacılık hizmetinde, iş evrakı ve ambalajlarında G. markasını haksız olarak kullandığını ileri sürerek marka hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine, 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 25. sınıf konfeksiyon ürünleri için 2005/59162 sayılı G. markasının sahibi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davalının “G.” ibareli markasının 25. sınıf giysiler için tescilli olduğu, markanın söz konusu ürünler üzerinde kullanılması gerektiği, belirli bir sektöre veya birden fazla sektöre ait malların bir araya getirilerek müşterilerin tercihine sunulması ya da bir firmanın sadece kendi markasını taşıyan hazır giyim mallarının satışa sunulmasının 35/08 sınıfında yazılı hizmetler dahilinde bulunduğundan her ne kadar davalı kullanımının davacı markasına tecavüz teşkil edeceğinin kabulü gerekse de, davacının dava dilekçesinde dayandığı markalarının 35. sınıfta tescilli olmadığı, 35. sınıfta tescilli 2003/14011 sayılı markaya ise yargılama sırasında dayanıldığı, ancak davalının iddianın genişletilmesi yasağına aykırı bu davranışa açıkça muvafakat etmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davanın reddine ilişkin 16.02.2011 tarih 2009-49 E 2011-56 K sayılı yerel mahkeme kararı Dairemizin 12.10.2012 tarihli ilamında gösterilen nedenlerle bozulmuş olup, bozma öncesinde de davacı, mağazacılık hizmetlerini de kapsayan 2003-14011 sayılı markasını dosyaya ibraz etmiştir. Biran için davacının 2003-14011 sayılı markasına dayanmadığı kabul edilse dahi, mahkemece bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına oluşan usulü kazanılmış hakkın nazara alınmaması doğru olmamıştır. Kaldı ki, davacı dava dilekçesinde belirli bir markaya değil, tescilli markalarına dayanmıştır. Bu hususlar nazara alınmadan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.