MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2010NUMARASI : 2006/741-2010/683Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/12/2010 tarih ve 2006/741-2010/683 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili bankanın kapanan Körfez şubesi ile davalılardan Ö. Nakliyat Ltd. Şti. arasında diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları taşıt kedisi ve rehin sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek davalılara ihtarname keşide edildiğini ve yine borcun ödenmediğini, bu nedenle fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 31/01/2004 tarihi itibarıyla 13.466,70 TL tutarındaki banka alacağının işleyecek %157,5 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesini talep ve dava etmiş; 16/10/2007 havale tarihli dilekçesi ile davasını islah ederek bilirkişi raporu ile de tespit olunan 18.514,02 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 7.083,36.TL'nin (Davalı kefiller A.G., A. G. ve Ortağı Ö.Adi Komandik Şirketi, M.. G..'ın 278,93 TL'den sorumlu olmak üzere) 31/01/2004 tarihinden itibaren işleyecek %157,5 temerrüt faizi %5 gider vergisi ile davalılardan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kredi alacağının asıl borçlu ve kefil olan davalılardan tahsili istemine ilişkin olarak açılmıştır. Uyuşmazlık tarihi itibariyle geçerli bulunan Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca, kefillerin sorumluluğu kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin sonuçları ile sınırlı olup, kefillerin kendi temerrütleri söz konusu olmasa bile, gerek kendi temerrüt tarihi itibariyle gerek dava veya takip tarihi itibariyle asıl borçlunun anapara borcu ve temerrüt faizi borcu kefalet limiti dahilinde kaldığından, kefiller asıl borçlunun anapara borcu ve temerrüt faizi borcundan da sorumludur. Somut uyuşmazlıkta, asıl borçlunun temerrüt tarihi 20.12.1997 olup, kefiller ise 01.02.1998 tarihinde temerrüde düşürülmüştür. Mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, asıl borçlunun temerrüdü daha eski tarihli olmasına rağmen alacak hesabı, kefiller için yapılan hesaplamadan daha az bulunmuştur. Bu hususun kabulü mümkün olmadığından, mahkemece öncelikle asıl borçlu yönünden yeniden alacak hesabı yaptırılması ve bulunacak bu miktar kefalet limitinin altında ise kefillerin bu miktar ve keza kendi temerrütlerine kadar geçecek sürede işletilecek faizlerle birlikte oluşacak miktar yine kefalet limitinin altında veya bu miktara denkse kefillerin bundan ve ayrıca kendi temerrütlerinin sonuçlarından da sorumlu olacakları nazara alınarak, yeniden seçilecek bir bilirkişiden bu açılardan da değerlendirme yapılmak üzere rapor alınıp, neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bzoulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı taraf harçdan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.