MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2010/226-2013/264Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/04/2013 tarih ve 2010/226-2013/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı emtianın davalı tarafından nakliyesi sırasında çalındığını, sigortalının zararının karşılandığını ileri sürerek, 27.925,50 TL'nin 16.04.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, kusursuzluğunu ispatlayamayan davalı taşıyıcının zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosya kapsamında bulunan kararın davalıya tebliğine dair tebligat evrakı incelendiğinde, tebliğin 01.07.2013 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapıldığı, ancak davalının adreste bulunmama sebebinin araştırılmaması, buna ilişkin beyanların tebliğ tutağına yazılıp imzalatılmaması, adreste bulunmama nedeniyle tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesi için en yakın komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirilmemesi karşısında kararın usulünce tebliğ edilmediği, bu nedenle davalı vekilinin 01.08.2013 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir. 2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 3-Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece taşıma ve sigorta konularında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek kusursuzluğunu ispatlayamayan davalının zarardan sorumlu olduğu kabul edilmiş, yine aynı bilirkişi tarafından yapılan zarar hesabına göre davacının talep edebileceği tazminat tutarı 27.925,50 TL olarak belirlenmiştir. Ancak, çalınan araçtaki emtia gıda maddesi olup, görüşüne başvurulan bilirkişinin hangi sebeple bu konuda uzman olduğu anlaşılamamıştır. Ayrıca, aynı bilirkişi raporunda poliçeye ekli bulunan, emtia cinsi ve araç bilgilerini kapsayan listelerin dosyaya sunulması, listeler ile ekspertiz raporundaki bilgilerin örtüşmesi halinde davalının sorumlu tutulabileceği belirtilmiş ve mahkemece 14.03.2013 tarihli celsede bu listelerin celbine karar verilmiş ise de, davacı sigorta şirketi tarafından gönderilen müzekkerede söz konusu ekli listenin bulunmadığı belirtilmiştir. Bu itibarla, mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan rapor aldırılması ve eksiklikler giderilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.