Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6733 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19227 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/06/2014 tarih ve 2010/624-2014/139 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 10.08.2000 tarihinden itibaren davalının acentesi olduğunu, müvekkilinin...'da tutulan acentelik levhasında adının kayıtlı olmasına rağmen davalının bunun aksini iddia ederek sözleşmeyi 05/10/2010 tarihinde haksız olarak feshettiğini, komisyon alacağının ödenmediğini, acentelik sözleşmesinin feshinden sonra davalı şirketin halen devam eden kazancı sebebiyle müvekkilinin portföy tazminatına hak kazandığını, bunun haricinde davalının, sigorta komisyon hakedişlerinden haksız olarak %12 müdür kesintisi, % 8 telefon kesintisi yaptığını ileri sürerek şimdilik 5.000 TL komisyon alacağının, komisyon hakedişlerinden haksız olarak yapılan kesinti sebebiyle 10.000 TL'nin ve 35.000 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle komisyon hakedişlerinden haksız olarak yapılan kesinti sebebiyle 10.000 TL olan talebini 11.579,01 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, fesihin haklı sebebe dayandığını, davacının acentelik levhasında adının bulunmadığını, davacının uzun süreden beri faaliyet göstermediğini, davacıya komisyon borçlarının bulunmadığını, davacının komisyonlarından 9 yıldır %12 müdür kesintisi yapıldığını, davacının buna ses çıkarmayarak kabul ettiğini, davacının sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi sebebiyle portföy tazminatına hak kazanamayacağını, davacının müvekkilinin portföyüne katkısının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı şirketin acentesi olarak görev yaptığı, acentelik sözleşmesinin feshedildiği tarihte sigorta acenteleri levhasında kaydığının bulunduğu, bu nedenle acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davalının fesihten sonra davacının sağladığı uzun süreli hayat sigortalarından dolayı menfaat temin etmeye devam edeceği gerekçesiyle portföy tazminatı talebinin kısmen kabulüne, 7.992,36 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; komisyon hakedişlerinden haksız olarak kesilen 11.579,01 TL'nin 10.000,00 TL'sinin dava tarihinden, kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davacının davalıdan komisyon alacağı bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, davacı acentelik sözleşmesinin devamı süresince komisyon hakdeşlerinden müdürlük tazminatı adı altında kesinti yapıldığını ileri sürerek bu kesintilerin istirdatını talep etmiş, davalı vekili ise davacıya bildirilen komisyon oran ve tutarları uyarınca hakedişlerinden 9 yıl boyunca kesinti yapılmasına davacının itiraz etmediğini, kesintinin davacı tarafından da benimsendiğini, sözleşmenin feshinden sonra taraflarca benimsenen bu kesintinin talep edilemeyeceğini savunmuş olup, bilirkişi raporunda da bu hususun takdiri mahkemeye bırakılmıştır. Bu durumda, mahkemece davacının komisyon hakedişlerinden yapılan kesintilerin sözleşme süresince devam edip etmediği ve davacı tarafından da benimsenip benimsenmediği hususunda durulup, davalının bu yöndeki savunmasının da değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştirSONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.