MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/11/2013NUMARASI : 2013/189-2013/485Taraflar arasında görülen davada Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/11/2013 tarih ve 2013/189-2013/485 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, davalı P.Sigorta acentesinin ücretini peşin olarak ödediği sigorta poliçesini 6 ay sonra bildirimsiz şekilde iptal ettiğini, davalı T. İ.. Ş..'nin işsizlik sigortası mevcut iken kendisini icraya verip mağdur etmesi nedeniyle %40 oranında ruh sağlığının bozulduğunu, bu nedenle de silahlı özel güvenlik kimlik kartının iptal edildiğini ve meslek hayatının son bulduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, 100.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı P. Sigorta şirketi temsilcisi, davacıya ait arac için ücreti sonradan ödenmek üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, ancak davacının poliçe borcunu ödemediğini, bu nedenle poliçenin iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı T. İş Bankası A.Ş. vekili, davacı tarafın 14/07/2010 tarihinde müvekkilinden 7.500,00 TL kredi kullandığını, daha sonra kredi geri ödemelerini yapmadığını, bu esnada kendisinin 6 aylık sigortalı olarak çalışma şartını yerine getirmemesi nedeniyle A.Sigorta A.Ş'nin destek ödemesi yapmadığını, davacı tarafın uğradığı maddi manevi zarar ile bankanın veya sigorta şirketinin eylemi arasında uygun nedensellik bağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasını A. Sigorta A.Ş. tarafından kendisine destek sigortası ödemesi yapılmamasına dayandırdığı, bu talebinin muhatabı ve sonuç olarak bu davanın yöneltilmesi gereken tüzel kişiliğin A. Sigorta A.Ş. olduğu, davanın davalı bankayla ilgisi olmadığı, davalı bankanın husumet itirazında haklı olduğu, davacının yargılama sırasında davalı P. Sigorta hakkındaki davadan feragat ettiği gerekçesiyle, davalı P.Sigortayla ilgili davanın feragat nedeniyle reddine, davalı bankayla ilgili davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalı bankanın kredi alacağını sigorta şirketinden istemeyip kendisi aleyhine icra takibi yapıldığını ileri sürerek, bankaya husumet yöneltmiştir. Bu durumda mahkemece davacı ile davalı banka arasında yapılan kredi sözleşmesi ve ekleri dosyaya celp edilip kredi sözleşmesinde davacının iddia ettiği gibi, yani bankanın öncelikle sigorta şirketinden talepte bulunması gerektiği yönünde bir düzenleme bulunup bulunmadığı tespit edilip buna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, kararın mahiyeti gereği adli yardımdan yararlanan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.