Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6698 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12954 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/06/2015 tarih ve 2014/548-2015/421 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı... Bank A.Ş. vekili ile fer'i müdahiller ... ve ... vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.06.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı... Bank A.Ş. vekili Av. ..., fer'i müdahil ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının ...bank ... şubesine 20/11/1999 tarihinde 100.000 DEM yatırdığını, banka görevlilerinin davacının parasını bilgisi dışında off-shore bankasına aktardığını, banka yönetimine el konulmasından sonra davacının mevduatı ...bank ... Ltd. adlı banka hesabına aktarılmış olduğu ve ... mevduatlarının sigorta kapsamı dışında bulunduğu gerekçesi ile ödeme yapılmadığını ileri sürerek; 100.000 DM karşılığı 51.129,19 EURO alacağın davalı bankadan hükmen tahsilini, paranın bankaya yattığı tarih olan 29/11/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı banka ve ... vekilleri, davalı banka ile ... bankasının farklı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, davanın zaman aşımı süresinin sona erdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, davalı banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını savunarak, davanın husumet yönünden, zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddini, aksi halde esas yönünden reddini istemişlerdir. Fer'i müdahil ... vekili, ...'ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu davalarda ...'nin borcu üstlendiğini, bu nedenle uyuşmazlığın asıl muhatabının ... olduğunu savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, 51.129,19 EURO'nun 29/11/1999 tarihinde itaberen işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca EURO cinsine 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı... Bank A.Ş. vekili ile fer'i müdahiller ... ve ... vekilleri temyiz etmiştir.1- Mahkemece verilen karar fer'i müdahil ... vekili tarafından da temyiz edilmiş olup, bu temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği belirlenememektedir. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydettirilip, harca tabi ise temyiz harcının da yatırılmış olması gerekmektedir. Temyiz isteminde bulunan fer'i müdahil ... vekili tarafından temyiz defterine kayıt yaptırılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesinin incelenme kabiliyeti bulunmadığından fer'i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı vekili ve fer'i müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK'nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda; davanın açıldığı 26.08.2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.3- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekili ile fer'i müdahil ... vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle fer'i müdahil ... vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve fer'i müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve fer'i müdahil ... vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.