MAHKEMESİ : ANKARA 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2011/504-2012/136Taraflar arasında görülen davada Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/06/2012 tarih ve 2011/504-2012/136 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/04/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. E. E. P. ile davalı vekili Av. O.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında sistem kullanım ve bağlantı anlaşmalarının imzalandığını, Şubat-Ekim 2010 dönemini kapsar şekilde 9 adet sistem kullanım cezasına ilişkin fatura düzenlendiğini, aralarındaki anlaşmalara göre davalının önceden uyarı yapması ve kendilerine süre tanıması gerektiğini, davalının sunduğu fider açmalarına ilişkin delillerin dava konusu faturalarla ilgisinin olmadığını, yapılan işlemin anlaşmaya aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 789.438,84 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, yanlar arasındaki sözleşmelerin idari nitelikte olduğu ve bu nedenle de sözleşmelerin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıkların, idare mahkemelerinin görevi olduğu gerekçesiyle, davanın HMK'nın 114. maddesinin bendinde öngörülen yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin idari nitelikte olduğu ve bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda çözülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacının ana statüsünün 3/2. maddesinde özel hukuk hükümlerine tabi olduğu belirtilmiş olup, uyuşmazlık konusu olay idari bir işlem veya eylem niteliğinde değildir. Her iki taraf da anonim şirket olduğuna, özel hukuk kurallarına göre faaliyet gösterdiklerine, dava konusu uyuşmazlık özel hukuk sözleşmesi niteliğinde bulunduğuna göre, görevli yargı yeri adli yargıdır.Bu itibarla, mahkemece işin esasına girilerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle idare mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.