Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6686 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18222 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 32. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/06/2012NUMARASI : 2011/201-2012/110Taraflar arasında görülen davada İstanbul 32. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/06/2012 tarih ve 2011/201-2012/110 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04.04.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. F.. U.., davalılardan A.. T.. vekili Av. S.N. M.dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkil şirketin ortaklarından K.. Ö..'ın 24/11/2008 günü içindeki boş çek yaprakları ile birlikte çantasının arabasından çalındığını (A. TAŞ. S. Şb...nolu K.. Ö.. hesabına ait 6 adet , ... nolu K.Mimarlık Ltd. Şti. hesabına ait 16 adet , "G. Bankası A.Ş. Karaköy Şb. .. nolu K.. Ö.. hesabına ait 25 adet , ... nolu K. Mimarlık Ltd. Şti. hesabına ait 32 adet çek yaprağı), bu olayın derhal H.Polis Merkezi Amirliği'ne bildirildiğini, yapılan şikayet neticesinde Şişli Cumhuriyet Savcılığınca 2008/55435 haz. nolu dosyadan soruşturma başlatıldığını, tahkikatın devam ettiğini, söz konusu çek yapraklarının çalındığını ve iptalini talep ettiklerini ilgili şubelere bildirdiklerini, çeklerin piyasaya sürülmesini takiben ilgili bankalara faks çekilerek durumun bildirildiğini ancak yasa değişikliği nedeniyle TTK m. 711/3 uyarınca işlem yapılmadığını ve çeklerin arkasına karşılıksız kaşesi vurulduğunu, TTK md 724 uyarınca davalı bankanın sahte veya tahrif edilmiş çekleri işleme koymamasının gerektiğini, TTK. md. 711/3 hükmünün kaldırılmasının TTK md. 724 yükümlülüklerini de ortadan kaldırılmadığını, çeklerin başka bir şubeye veya Takasbank'a ibrazının da bankanın özen yükümlülüğünü ve işlem yapmama zorunluluğunu kaldırmayacağını, davalı banka çekleri ile birlikte çalınan Garanti Bankası çeklerinden bir tanesinin dahi arkasına karşılıksız şerhi düşülmediğini, ilgili bankanın imza incelemesi yapmak suretiyle çekleri üzerinde işlem yapılmadığı yönünde şerh düşmek suretiyle gerekli özeni gösterdiğini ve müvekkillerinin zararlarının oluşmasını engellediğini, çalındığı kendilerine bildirildiği halde çek yapraklarındaki imzaların müvekkillere ait olup olmadıklarının kontrolünü yapmayan bankanın ağır kusurlu olduğunu, davalı gerçek kişinin davacıların çek hesabının bulunduğu şubenin müdürü olduğunu ileri sürerek, her bir davacı bir davacı için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL maddi tazminat ile her bir davacı için 25.000 TL manevi tazminatın 30/03/2009 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline kara verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın müvekkillerinden B.. S.. açısından husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, davalı Bülent'in davalı bankanın Salıpazarı Şubesi eski müdürü olduğunu ve halen emekli olduğunu, dava ile doğrudan veya dolaylı hiçbir ilişkisinin olmadığını, davacıların muhatabının davalı banka olduğunu, dolayısıyla husumet nedeniyle bu davalı açısından davanın reddinin gerektiğini, TTK. md. 711/3'ün kaldırıldığını dolayısıyla bankanın çeklerin ibrazında ödeme yapmaması için tek yolun mahkemece verilmiş bir tedbir kararının olabileceğini, davacıların ödemeden men talebinin kanun gereği kaldırıldığını, herhangi bir mahkeme kararına dayandırılmadığını, kendilerine bu yönde bir bildirimin yapılmadığını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının usulüne uygun tutulmuş delil niteliğindeki defterleri davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi dava konusu çalınan çeklerin çalındığına ilişkin zamanında yasal işlemlere teşebbüs ettiği için önceki yapılan tespitlerde davacının kusurunun bulunmadığı davalının ödeme yasağı koymuş bulunduğu çek ile ilgili olarak yasal işlemlere başlamaması yüzünden davacının zayi olan çeklerle ilgili olarak çek zayi ve istirdat davaları ve iptal davaları açmak durumunda kalması yüzünden ticari kayıtlara yansıyan 11.274,62 TL ve davacı vekili tarafından 14 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasına yatırılan bilirkişi ücreti olarak yatırılan 1.350 TL tutarında ödemenin yapıldığı anlaşıldığından davacının toplam 12.624,62 TL tutarında zararının oluştuğu, davalı bankanın ve davalı banka müdürünün TTK 724 md. kapsamındaki sorumluluktan kurtulmak için gerekli özeni göstermek yerine sadece çeklerin karşılıksız kalması kaşesinin bulunmasının davacıya karşı BK. 41.md. hükmü gereğince haksız fiil oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12.624,62 TL'nin 3095 sayılı Kanun gereğince dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacının manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı A. TAŞ vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacılar vekili müvekkillerine ait çok sayıda boş çek yaprağının çalındığını üzerinin sahte imzalar atılarak doldurulduğunu bu şekilde tanzim edilen sahte çeklerin davalı bankaya ibraz edilmesi sonucunda davalı banka ve davalı banka şube müdürü tarafından gerekli kontroller yapılmaksızın karşılıksız işlemi gördüğünü ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda, davacı şirketin kayıtlarında yer alan davaya konu olan çeklerin kaybından dolayı açılan davalar ve hukuki işlemler için harcanan miktarlar esas alınmak suretiyle davacıların maddi zararlarının belirlenmesi yoluna gidilmişse de şirket defterlerinde davacı K.. Ö.. tarafından yapılan giderler yer almadığı gibi söz konusu giderlerin yapıldığı davaların sonucunun ne olduğu, davacıların açılan davaları kazanıp kazanmadıkları, açılan davalar ile davalıların eylemleri sonucunda oluşan zarar arasında illiyet bağı olup olmadığı hususlar incelenmiş değildir. Bu durumda mahkemece öncelikle davacılar tarafından açılan davaların neler olduğu, bu davaların ne şekilde sonuçlandığı, davacı K.. Ö.. tarafından yapılan harcamalar da göz önünde bulundurulmak suretiyle tespit edildikten sonra oluşacak kanaate göre sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.3- Kabule göre de davalı B.. S..’nın davalı bankanın şube müdürü sıfatıyla, yapılan işlemler sebebiyle sorumlu olduğu gerekçesine yer verilmişse de adı geçen davalının hangi eylemleri sebebiyle sorumluluğunun oluştuğu değerlendirilmeksizin, soyut ifadeler ile davalı Bülent hakkında da kabul hükmü kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.4- Öte yandan davacı tarafa ait olan çeklerin sahte imzalarla keşide edilerek piyasaya sürüldüğü ve bu şekilde davalı banka tarafından çeklere karşılıksız kaşesinin vurulduğu, bu işlemin ardından Merkez Bankası'na bildirimde bulunulduğu ancak daha sonra davalı banka tarafından düzeltme işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Karşılıksız çek keşide edilmesi nedeniyle, bankaca haksız olarak, çek hesabı açma yasağı konusunda Merkez Bankasına bildirimde bulunulması halinin başlı başına manevi tazminatı gerektirmesine göre, mahkemece, davacılar hakkında Merkez Bankasına yapılan bildirim ile davacılar yönünden yasaklılık durumunun oluşup oluşmadığı üzerinde durularak, sonucuna göre karar vermek gerekirken, davacıların manevi tazminat talebinin reddi yönünde karar verilmesi dahi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.5- Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı Banka vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan Akbank A.Ş.'ye verilmesine, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 04.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.