Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6682 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17757 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL 28. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 10/04/2012NUMARASI : 2011/162-2012/73Taraflar arasında görülen davada İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2012 tarih ve 2011/162-2012/73 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/04/2014 günü hazır bulunan davacı asil O. Z.I. vekili Av. C.. B.. ile davalılar vekili Av. H. Ö. K. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkili ile davalı Kemer Yapı A.Ş'nin İstanbul E. G. .. pafta, .. parselde kurulu 186/100000 arsa paylı S.. Blok ..nolu bağımsız bölüm olan sosyal tesis restoran ve aynı parseldeki 1648/100000 arsa paylı S-7 Blok .. nolu bağımsız bölüm spor tesisi boat ekipmanları niteliğindeki taşınmazların intifa haklarının davalı şirketten müvekkiline devri için 11/03/2008 tarihli intifa senedi düzenleme vaadi sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafın davacı müvekkiline 06/04/1999 tarihli yapı ruhsatı ibraz ederek yerlerin ruhsatlı yerler olduğu hususunda müvekkilini ikna ettiğini, ayrıca davalı tarafça kendilerine teslim edilecek projenin temel üstü, inşaat ve iskan ruhsatlarını bizzat almayı taahhüt ettiğini, o tarihte şirket genel müdürü olan davalı F.. K..'nin satın alma hususunda ikna edildiğini, daha sonra müvekkili tarafından proje hazırlanıp davalıya verildiğinde davalı tarafın bir türlü ruhsatı tedarik edemediğini, oyalamaya başladığını, her seferinde müvekkilini oyalamayı başardığını, yerlerin ruhsatının devirden evvel davalı tarafça F. E. Kefli'nin imzası ile iptal ettirildiğinin öğrenildiğini, hileli davranışta bulunduğunu, bu bakımdan müvekkilinin çok ciddi kardan mahrum kaldığı gibi ruhsatın alınması için verdiği çaba nedeniyle manevi sıkıntıya düştüğünü, ruhsatın sadece üst hakkı sahibi tarafından alınabilindiğinden davalının da söz konusu ruhsatı almadığından müvekkilinin kaybı olduğunu, davalı K. Yapı A.Ş’nin üst hakkını tapuda davalı G.Spor Faaliyetleri A.Ş’ye devrettiği ve devralan davalının intifa senedi sahiplerinin haklarını koruma sözü verdiğini ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, taraflar arasında 11/03/2008 tarihinde akdedilen intifa senedi düzenleme vaadi sözleşmesine göre intifa sahibinin 2 bağımsız bölümde yapılacak yapıları kendi tercihine göre ticari tesis veya konaklama tesisi olarak kullanabileceğini, tadilatı yapılacak olan projelerin kendisine tesliminden en geç 15 gün içerisinde Göktürk Belediyesi'ne müracaat ederek gerekli inşaat ruhsatını ve temel üstü vizesini almakla yükümlü olduğunu, inşaat bitiminde yapı kullanım izninin Göktürk Belediyesi'nden K.. A.. tarafından alınacağını, masrafların davacı tarafından karşılanacağını, sözleşmede vadedildiği şekilde ruhsat başvurusunun ilgili belediyeye yapıldığını, başvurunun yapıldığı Göktürk Belediyesi'nin kapatılarak tüm dosyalarının Eyüp Belediyesi'ne nakledildiğini, müvekkil şirket ile davacı arasında akdedilmiş olan sözleşme uyarınca kendi üzerine düşen borçları yerine getirdiğini ve gerekli başvuruyu yaptığını, davacının tüm iddialarının gerçek dışı ve hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, olayda müvekkillerinin kusurlu davranışının bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 11/03/2008 tarihinde akdedilen intifa senedi düzenleme vaadi sözleşmesine göre davalının 15 gün içinde Göktürk Belediyesi'ne müracaat edilerek inşaat ruhsatının alınacağının vurgulandığı, davalı yanca gerekli müracaatların yapıldığı ve Göktürk Belediyesinin kaldırılması nedeniyle daha sonra Eyüp Belediyesi'ne devredildiği, elde olmayan nedenlerle ruhsatın alınamadığı ve sonuçta Eyüp Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ile Plan ve Proje Müdürlüğü'nün vermiş oldukları kararla daha evvel temditli olarak verilen ruhsatların iptali ile 3194 sayılı İmar Kanununun 29.maddesine göre hükümsüz hale geldiğinden ortada fiili ve hukuki bir engel bulunmakla sözleşmenin gerçekleşmediği, bu durumda davacı yanın davalıyı aldattığı hususunun tüm dosya kapsamında yerinde görülmediği gibi bu konuda yapılan soruşturma sonucunda Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10/03/2010 gün 2009/7026-2010/278 sayılı kararı ile de kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar da gözetilerek sözleşmenin yerine getirilmemesinde davalı yanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, zira kendi edimini yerine getirmek için harekette bulunduğu, bir takım müracaatların yapıldığı, rızası dışındaki işlemlerden dolayı tamamlanamadığı anlaşıldığından kusur yükletilmesinin mümkün olmadığı, davacının maddi tazminat isteminde bulunabilmesi için öncelikle karşı tarafın kusurlu hareketinin bulunmasının gerektiği, davalının herhangi bir kusurlu hareketi söz konusu olmadığından ve uyuşmazlığın meydana gelmesine sebep olmadığı asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının intifa hakkı sahibi olduğu tesisler üzerinde davalı şirket ile aralarında yapılan sözleşme kapsamında davalı şirketin ruhsat almak yükümlülüğünün bulunduğu, ancak bu yükümlülüğün yerine getirilmediği iddiası ile açılan maddi, manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı K. Yapı A.Ş.nin İstanbul Eyüp Göktürk Belediyesi hudutları dahilinde kain, sosyal tesis restoran ve spor tesisi boat ekipmanları niteliğindeki taşınmazların intifa haklarının davalı şirketten müvekkiline devri için 11/03/2008 tarihli intifa senedi düzenleme vaadi sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafın davacı müvekkiline 06/04/1999 tarihli yapı ruhsatı ibraz ederek yerlerin ruhsatlı yerler olduğu hususunda müvekkilini ikna ettiğini, ayrıca davalı tarafça kendilerine teslim edilecek projenin temel üstü, inşaat ve iskan ruhsatlarını bizzat almayı taahhüt ettiğini, o tarihte şirket genel müdürü olan davalı F.. K..'nin mevcut ruhsatı iptal ettirdiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçeyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Buna karşın mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ne olduğu tam olarak ortaya konulmadığı gibi davalı K. Yapı A.Ş.’nin yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, bu şirketin genel müdürü olduğu iddia edilen davalı Fehmi’nin mevcut ruhsatları iptal girişiminde bulunup bulunmadığı yönünde de gerekli araştırma ve inceleme yapılmış değildir. Dosya kapsamı itibariyle, davacının davalı K. Yapı A.Ş.’nin hissedarı olduğu, aynı zamanda davacının davalı şirket tarafından çıkartılan intifa senetlerinin bir kısmının maliki olduğu, bu kapsamda intifa senedine bağlı olarak taraflar arasında düzenlenen sözleşme vaadi ile davacı lehine dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar üzerinde medeni hukuk bünyesinde kendisine yer bulan intifa hakkı tanındığı anlaşılmaktadır. Söz konusu iki adet taşınmazın orman arazisi üzerinde bulunduğu, davalı K.Yapı A.Ş. lehine 49 yıllığına üst hakkı tesis edildiği, üst hakkı süresinin uzunluğu sebebiyle tapuda bağımsız bir sayfa açıldığı ve tapu senedi düzenlendiği yine aynı şekilde davalı şirket ile davacı arasında intifa hakkı sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin de uzun süreli olması sebebiyle tapuda yine ayrı bir sayfa açıldığı ve tapu senedi oluşturulduğu, bu arada davalı K. Yapı A.Ş.’ye ait olan üst hakkının diğer davalı şirkete devredildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacı tarafça ileri sürülen iddia, davalı K. Yapı A.Ş. ile yapılan sözleşme kapsamında, davalı şirketin yüklendiği sorumluluk gereğince tadilat projelerini almak üzere üst hakkı sahibi sıfatıyla başvuruda bulunmak şeklinde olmasına karşın davalının bu yükümlülüğü yerine getirmediği ve adı geçen şirket genel müdürünün mevcut inşaat ruhsatını dahi iptal ettirdiği yönündedir. Buna karşın davalı K.Yapı A.Ş. tarafından yapılan savunmada taraflar arasındaki sözleşme gereğince ilgili başvuruların yapıldığı, ancak başvuru yapılan Göktürk Belediyesinin kapatılması üzerine ilgili evrakın Eyüp Belediyesine devredildiği yönündedir. Davacı iddiası ve davalıların savunmaları kapsamında, mahkemece Eyüp Belediyesine müzekkere yazılarak değinilen hususlar sorulmuşsa da verilen cevapların dosya kapsamı ile örtüşmediği gibi içeriklerinin, uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek herhangi bir detay da içermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, Eyüp Belediyesine müzekkere yazılarak davalı şirket tarafından sözleşme kapsamı ile üstlenilen tadilat ruhsatı başvurusunun yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa buna ilişkin olarak herhangi bir izin ya da ruhsat verilip verilmediği, davalı şirketin genel müdürü olduğu iddia edilen davalı Fehmi’nin mevcut ruhsatların iptali istemi ile başvuruda bulunup bulunmadığı, dosya içerisinde mevcut olan yazı cevaplarında bahsi geçen ruhsatın hükümsüz kaldığı yönündeki bilgi de değerlendirilmek suretiyle tereddüte yol açmayacak şekilde tespit edilip açıklığa kavuşturulduktan sonra varsa davalıların sorumluluğunun tespiti gerekirken, eksik inceleme ve hukuki değerlendirme ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.