MAHKEMESİ : İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2012NUMARASI : 2010/152-2012/181Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/06/2012 tarih ve 2010/152-2012/181 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve fer'i müdahil vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/04/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı K. TV ve Rad. Yay. A.Ş. vekili Av. E. K. ve fer'i müdahil vekili Av. K. A. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, dava konusu A. M. adlı filmin 1973 yılında E.film- B. İ. tarafından hazırlandığını, film ile ilgili hakların B. İ.’nun ölümünden sonra mirasçılarına intikal ettiğini, 15.01.2008 tarihli sözleşme ile de müvekkiline devredildiğini, dava konusu filmin davalı tarafa ait B. adlı TV kanalında 01/05/2010, 13/05/2010, 24/06/2010, 28/06/2010, 05/07/2010, 22/7/2010, 03/08/2010 tarihlerinde toplam 7 kez yayınlandığını, müvekkilinin mali haklarının ihlal edildiğini, FSEK’nın 68. maddesine göre 3 kat bedel taleplerinin olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile her gösterim için 1.000,00 TL’nin 3 katı 3.000,00 TL olmak üzere 7 gösterim karşılığı 21.000 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, ıslahla her gösterim için 3.000 TL olmak üzere 3 kat hesabıyla 7 gösterim için toplam 63.000 TL’nin tahsilini, vaki ve muhtemel tecavüzlerin önlenmesini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin U. Film Filmcilik A.Ş. ile yaptığı sözleşme ile filme ilişkin mali hakların müvekkili tarafından devralındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Fer'i müdahil U. Film Filmcilik A.Ş. vekili, dava konusu filmin hak sahibi E.Film B.İ. ile dava dışı A. Film işletmesinin yaptığı sözleşme ile A.Filmin hak sahibi olduğu, A. Film ile müvekkilinin bünyesinde bulunduğu H. İnt. Film Ltd. Şti. arasında 06.03.2009’da imzalanan sözleşme ile mali hakların bu şirkete devredildiğini, H. Film Ltd. Şti. ise bazı filmler ile ilgili olarak müvekkiline lisans verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu filmin yapıldığı 1973 yılında yürürlükte bulunan 5846 sayılı Yasa hükmüne göre sinema eserleri için koruma süresi 20 yıl iken 21/02/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4630 sayılı Yasa ile 1995 yılından önce imal edilen filmler yönünden koruma süresinin 70 yıla çıkarıldığı, uzatılan bu koruma süresinden filmi imal ettirenin yararlandığı, 20 yıllık koruma süresinin bitiminden itibaren itibaren başlamak üzere 50 yıllık bir süre daha filmi imal ettirenin filmle ilgili eser sahibi ve film yapımcısı olarak bağlantılı hak sahibi kabul edildiği, 20 yıllık koruma süresi içerisinde yapılan devirlerin ise koruma süresi ile sınırlı olduğu, bu sürenin bitiminden itibaren hakların yeniden film yapımcısına döndüğü, dava konusu film yönünden 50 yıllık ek koruma süresi bakımından hakların E. Film–B.İ. nezdinde doğduğu, 1993 yılı sonuna kadar yapılan devirlerin 1 Ocak 1994 tarihi itibariyle hukuki bir öneminin kalmadığı, bu tarihten itibaren filmle ilgili tüm mali hakların yeniden E. Film -B. İ.’na döndüğü, bu kişinin mirasçılarından devir yoluyla filmin FSEK’te yazılı mali haklarını devralan davacının filmin televizyon yayınına izin vermeye ve yasaklamaya yetkili bulunduğu, RTÜK tarafından verilen cevabi yazıda filmin 1/5/2010 tarihinde yayınlandığı yöndeki bilginin başka gün ve tarihlerde yayınlanmadığı anlamına gelmediği, B. adlı TV kanalının yayın akışını gösteren D-SMART Digital Yayın Platformuna ait yayın akışını gösterir dergi içeriklerine göre dava konusu filmin 01/05/2010, 13/05/2010, 24/06/2010, 28/06/2010, 05/07/2010, 22/07/2010, 03/08/2010 tarihlerinde toplam 7 kez gösteriminin yapıldığı, her bir gösterim bedelinin 3.000 TL kabul edildiği, 7 gösterim için 3 kat hesabıyla telif tazminatının 63.000 TL olduğu, FSEK’nın 68. maddesinin uygulanmasıyla taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulacak olmakla birlikte bu ilişkinin sadece dava konusu 7 yayını kapsayacağı, gelecekte söz konusu olabilecek yayınlar yönünden sözleşme ilişkisinden bahsedilemeyeceği, gelecekte muhtemel yayınlar yönünden tecavüzün önlenmesinin gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve fer'i müdahil vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekili ve feri müdahil vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak dava, davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği “A. M.” isimli filmin davalı şirkete ait TV kanalında izinsiz yayınlanması nedeniyle tecavüzün meni ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu filmin bir gösterimi için istenebilecek bedelin 3.000,00 TL olduğu bildirilmiştir. Davalı vekili ve feri müdahil vekili bilirkişi raporuna karşı ileri sürdüğü itirazlardan birisi de 1973 yılı yapımı olan, dolgu film olarak tabir edilen, izlenirliği yüksek olmayan bir sinema filminin 1 gösterim bedelinin 3.000,00 TL olarak belirlendiği şeklindeki itirazıdır. Mahkemece bu itiraz dayanakları gösterilerek karşılanmamıştır. Mahkemece, bilirkişi raporuna karşı değer yönünden yapılan bu ciddi itirazları karşılayacak şekilde ek bilirkişi raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409'uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır” hükmü, 32. maddesinde de “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmiyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 21.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsili talep edilmesine rağmen maktu harç yatırıldığı, 28.05.2012 tarihinde dava ıslah edilip talep 21.000,00 TL’den 63.000 TL’ye çıkarılırken aradaki bakiye kısım için harç yatırılıp başta yatırılması gereken nispi harcın eksik alındığı anlaşılmakla anılan yasa hükümleri uyarınca eksik harç tamamlattırılmadan davaya devam edilip sonuçlandırılması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve feri müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve feri müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ve feri müdahil yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 04/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.