MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/06/2012NUMARASI : 2010/750-2012/117Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/06/2012 tarih ve 2010/750-2012/117 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı banka ve borcu üstlenen TMSF vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/04/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı TMSF vekili Av. C. K. ve Ing Bank A.Ş. vekili Av. E. I. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin E. Kadıköy Şubesi'ne 166.000 DM yatırdığını, paranın müvekkilinin bilgisi dışında off-shore bankasına aktarıldığını, daha sonra E.'a el konulması üzerine müvekkilinin parasını almak üzere bankaya müracaat ettiğini, ancak müvekkilinin sürekli oyalandığını ve parasının ödenmediğini, davalı bankanın sadakat ve özen borcunu yerine getirmediğini, bu nedenle diğer davalı yöneticilerle birlikte meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 166.000 DM'nin ödeme tarihindeki kur üzerinden karşılığının, 04.12.1999 tarihinden itibaren döviz kuruna uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı banka ve ihbar olunan TMSF vekili, işbu dava konusu hakkında kesin hüküm bulunduğu, davacının verdiği talimat üzerine parasının off shore bankasına havale edildiğini, o.s. bankası ile farklı tüzel kişiliğe sahip bulunan müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili bankanın vekalet ilişkisinden doğan bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı müflis Y.. D.. iflas idaresi memuru, davanın İİK'nun 194. maddesi uyarınca durmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı A. K. ve A.. P.. vekilleri, davanın reddini istemişler, davalı Ş.. T.. ise davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 14/12/1999 tarihinde E. A.Ş. Kadıköy Şubesi'nde 166.000 DM'lik hesap açtığı, hesaptaki paranın davacının talimatı üzerine E. O.S. Ltd.'e gönderildiği, davalının ve borcu üstlenen TMSF vekilinin zamanaşımı ve husumet itirazlarının yerinde olmadığı, davacının yatırmış olduğu parayı geri alamadığı, paranın yatırıldığı tarihlerde vatandaşların off-shore bankacılığı konusunda bilgi sahibi olmadıkları, devletin ve paranın yatırıldığı bankanın vatandaşları aydınlatmadığı, vatandaşların yüksek faiz almak amacıyla parayı yatırdıkları bankadan aynı şekilde geri alabilecekleri düşüncesinde oldukları, E. AŞ ile o.s. bankası arasında organik bağ bulunduğu, bu bağın mudilerin aleyhine olacak şekilde kötüye kullanıldığı, davacının zarara uğratıldığı, borcun TMSF tarafından üstlenildiği, yatırılan paranın ödeme tarihindeki fiili kur üzerinden tahsili istenilmiş ise de DM'nin para birimi olarak tedavülden kaldırıldığı, paranın yatırıldığı tarih itibariyle hesaplanan asıl alacak tutarının 45.221.05 TL olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin mevduat ilişkisi olması karşısında alacağa mevduat faizi işletileceği gerekçesiyle davalılar Müflis Y.. D.., A.. P.., Ş.. T.., A.K. haklarındaki dava takip edilmediğinden bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı banka hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, borcu üstlenen TMSF yönünden davanın kabulü ile 45.221,05 TL'nin 14.12.1999 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası'nın bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte borcu üstlenen TMSF'den tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı banka ve borcu üstlenen TMSF vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalıların sorumluluklarının somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nın 41, 55 ve 6762 sayılı TTK’nın 336'ncı maddelerinden kaynaklanmasına, davacı zararının, parasını o. s. bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacak olmasına, davacı tarafça daha önce açılan ve reddedilerek kesinleşen davada, havale talimatı olmaksızın hesaptaki paranın o.-s. hesabına aktarıldığının ileri sürülmesine karşın işbu davada ise davalı bankanın özen borcuna aykırı davrandığı ve banka yöneticilerinin suç teşkil eden eylemlerinin bulunduğu iddiasına dayanılmasına, bu hali ile dava sebepleri farklı olduğundan önceki davada kurulan hükmün, bu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmemesine göre davalı banka ve borcu üstlenen TMSF vekilinin aşağıdaki (4) nolu bendin kapsamı dışında sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Dava, davacı tarafından banka hesabına yatırılan paranın off-shore hesabına aktarıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, haksız fiil halinde yabancı para üzerinden doğmuş olması kaydıyla zararın yabancı para üzerinden tahsilinin istenilmesi mümkündür. Somut olayda da, davacı, banka hesabına döviz yatırmış olup bu paranın haksız fiil sonucu off-shore hesabına aktarılması karşısında zarar yabancı para üzerinden doğmuştur. Bu itibarla mahkemece, istem gibi somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK'nın 83.maddesi uyarınca yabancı para alacağına aynen hükmedilmesi gerekirken Türk Lirası üzerinden tahsil hükmü kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.3- Ayrıca, davalı bankanın külli halefi bulunduğu E. A.Ş. yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının eylemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri sürdüğüne ve mahkemece de bu husus kabul edildiğine göre, TMSF'nin borcu üstlenmesinin tek başına davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı hususunun nazara alınmaması da doğru olmamış, hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 4-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekili ile davalı banka ve borcu üstlenen TMSF vekilinin hüküm altına alınan alacağa işletilen faize yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka ve borcu üstlenen TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin hükmolunan alacağa işletilen faize yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.