Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6637 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15275 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ...3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2015 tarih ve 2007/636-2015/232 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin elektrik mühendisi olduğunu, aynı zamanda elektrik ve taahhüt işleri ile uğraştığını, “...” adının uzun yıllar önce müvekkilince kullanıldığını ve onunla özdeşleşen bir isim olduğunu, İstanbul'da bulunan ... Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti' ni devir alarak ...San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak 26/10/1989 yılında faaliyete başladığını, aynı şekilde 01/12/1999 tarihinde ... Elektrik San ve Tic Ltd. Şti.' ni devraldığını, ...'da ise 23/05/2003 tarihinde işe başladığını ve kendi adına ... Müh. Elk. Taah. firmasını işlettiği, davalı ...'in müvekkilinin firmasında hizmet akdi ile çalışırken davalı şirketin kurulduğunu, daha iş ilişkisi sonra ermeden müvekkilinin iş ilişkilerini ve müşterilerini kendi çıkarları için kullanmaya başladığını, davalı şirketin müvekkili ticari unvanında olan "..." ibaresini kötüniyetle ve karışıklığa neden olacak şekilde "..." ibaresi olarak kullandığını, davalıların müvekkilinin uzun yıllardır, kişisel emek ve mesaisi ile oluşturduğu firmasının imaj ve kazancından faydalanmaya çalıştıklarını ve eylemin marka hakkına, unvana tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, marka ve unvana tecavüzün önlenmesi, men'i, haksız rekabetin tespiti, men'i, ticaret unvanının terkini, müvekkili markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, evrak ve ürünlerin toplatılması, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 3.000,00 TL maddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız rekabet tarihi itibariyle işleyecek temerrüt faiziyle davalı ...'den, kazanç devri hükmünde 10.000,00 TL'nin şirket kuruluş tarihi itibari ile işleyecek ticari temerrüt faiziyle davalı şirketten tahsili ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... Elektrik San. ve Tic. Ltd. Şti. işbu davada taraf olmadığından davacının bu şirket yönünden aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, davacının gerçek kişi olarak işlettiği ...Elektrik Taahhüt unvanlı ticari işletmenin Ticaret Siciline tescil edilmediği, her tacirin, seçtiği unvanı merkezinin bulunduğu yer siciline tescil ve ilan ettirmek zorunda olduğu, ticaret unvanı seçilirken üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratmama zorunluluğu bulunduğu ayrıca, unvanın tescil ettirildiği şekilde kullanılması gerektiği, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının taleplerinin dinlenebilir olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile asıl davada davalı adına tescilli bir ticaret unvanı bulunmadığından davacının ticaret unvanı terkinine yönelik isteminin reddinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2- Asıl davada davacı vekili; “...” adının uzun yıllar önce müvekkili tarafından kullanıldığını ve onunla özdeşleşen bir isim olduğunu, davalının müvekkili firmasında hizmet akdi ile çalışırken müvekkili unvan ve markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösteren birleşen davada davalı şirketi kurduğunu, daha iş ilişkisi sona ermeden müvekkilinin iş ilişkilerini ve müşterilerini kendi çıkarları için kullanmaya başladığını, kurucusu olduğu şirkette de “...” ibaresi ile faaliyet gösterdiğini, davalının sadece marka ve unvana tecavüzle kalmayıp, aynı zamanda müvekkilinin ticari bilgi, sır, müşteri ve ilişkilerini de haksız rekabet yoluyla kullandığını, davalı eyleminin marka hakkına, unvana tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, marka ve unvana tecavüzün önlenmesi ve men'i, haksız rekabetin tespiti, men'i, davalının ticaret unvanının terkini, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı, birleşen davada; davalı şirkete husumet yönelterek, benzer vakıa ve dava sebeplerine dayalı olarak, marka ve unvana tecavüzün önlenmesi ve men'i, haksız rekabetin tespiti, men'i, davalının ticaret unvanının terkini, markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, maddi tazminat ile hükmün ilanı istemlerinde bulunmuş, mahkemece ise, yukarıda özetlendiği şekilde, davacının gerçek kişi olarak işlettiği ...Elektrik Taahhüt unvanlı ticari işletmenin Ticaret Siciline tescil edilmediği, her tacirin, seçtiği unvanı tescil ve ilan ettirme, ticaret unvanı seçilirken üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratmama zorunluluğu bulunduğu ayrıca, ticaret unvanının tescil ettirildiği şekilde kullanılması gerektiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen davacının taleplerinin dinlenilebilir olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 6762 sayılı TTK'nın 57/5 madde ve bendinde ''Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmiyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak'', ''Hüsniniyet kaidelerine aykırı hareketler''den biri olarak gösterilmiş yine, aynı maddenin 8. bendinde “Hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği imalat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına yaymak” durumu da haksız rekabet teşkil eden eylemler arasında sayılmış olup, yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılarak gerek dava konusu uyuşmazlığa ilişkin kök ve ek raporlar, gerekse de tarafların faaliyet alanına ilişkin teknik bilirkişiden kök ve ek raporlar alınmasından sonra, bu raporlara hiç itibar edilmemesi ve itibar edilmeme gerekçesinin de karar yerinde tartışılmaması doğru olmadığı gibi, davacının asıl ve birleşen davadaki tüm iddialarını karşılar şekilde değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte ...klanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte ...klanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.