Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6545 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11511 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/05/2015 tarih ve 2005/130-2015/205 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya cari ve yatırım hesabı açtığını, davalı banka şubesinden parasını çekmek isteyen müvekkil hesabında para bulunmadığını hesabındaki 19.148.22 YTL'nin başkaları tarafından çekildiğini öğrendiğini, hesabında bulunan paraları kendisi çekmediği gibi bu konuda başkalarını da yetkilendirilmediği, hesabındaki paraların çekilmesine ilişkin tediye makbuzlarındaki imzalar müvekkiline ait olmadığını, aynı banka şubesinde başka mevduat sahiplerinin de hesaplarından paralarının çekildiğini, bu olay nedeniyle davalı ... genel müdürlüğünce teftiş yapıldığı, banka yetkililerince mağdur olan mevduat sahiplerine paralarının ödeneceği sözünün verildiği bilgisini alan müvekkil uzun süre hesabında düzeltme yapılmasını beklemiş ise de davalıların yönde hiçbir girişimlerinin olmadığını ileri sürerek, 19.148,22 TL'nin davalı bankaca ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımı yönünden ve bir yıllık hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... adına atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla ...'un eli ürünü olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 18.898,50 TL asıl alacak 16.277,05 TL faiz dahil olmak üzere toplam 35.175,55 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekili savunmasında 17.06.2000 tarihli ibraname bulunduğunu, tüm işlemlerle ilgili olarak ve 2000 yılından bu güne kadar gerçekleştirilen bu işlemlerden dolayı hak ve alacaklarının kalmadığını savunmuş ve ibraname sunmuştur.Davacı da cevaba cevap dilekçesinde ibranamenin müfettiş incelemesi sırasında parasının ödeneceği sözü ve güvencesi verilerek alındığını ileri sürmüş, davalı vekili de davacının ibraname ile bağlı olmadığını 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davalıya bildirmediğini de savunmuş, ancak; Mahkemece tanıklar dinlenmiş ise de belirtilen iddia ve savunmalarla ilgili olarak karar gerekçesinde deliller, iddia ve savunma değerlendirilip tartışılmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.