MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.04.2015 tarih ve 2014/427-2015/363 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, kendisi de lojistik firması olan ve dava dışı ... A.Ş.'nin yurtiçi konteynır taşıma işini üstlendiğini, davacı ve davalı şirket arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, fiyat tablosu konusunda anlaştıklarını, yaptıkları taşıma hizmeti karşılığında kestikleri faturayı davalıya tebliğ ettiklerini, ancak davalının süresinde itiraz etmediğini, faturaları iade etmediğini, ayıplı ifa iddiası da ileri sürmediklerini, bu nedenle fatura bedelini ödemesi gerektiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, ödeme emri 21/11/2011 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafın 23/11/2011 tarihinde 37.517,59 TL ve 25/04/2012 tarihinde 10.000 TL ödeme yaptığını, aynı zamanda 24/11/2011 havale tarihli dilekçe ile de yetkiye ve borca itiraz edildiğini, yetki itirazının kabulü ile dosyanın gönderildiği ... İcra Müdürlüğü'nün dosyasından ödemeler mahsup edilerek yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalının bu ödeme emrine de itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, daha sonra kesilen fark faturasının da davalı tarafa iade edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Birleşen davada davacı vekili, fark faturasının davalı tarafa iade edildiğini takas mahsubun iade şartları oluşmadığını ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, kendilerinin ... A.Ş.'ye fazla ödeme yaptıklarını, bunu fark faturası ile davacıya yansıttıklarını, bakiye borçlarını ödediklerini, başka borçları bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, fark faturası isteyebilmek için tarafları bağlayıcı bir sözleşme bulunması gerektiği, taraflar arasında bir yazılı sözleşme olmadığı, davalı ile dava dışı ... A.Ş. arasındaki sözleşmenin davacıyı bağlayıcı yahut borç altına sokacak bir sözleşme olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Asıl ve birleşen dava icra takibine itirazın iptali davası olup, davacı, davalının ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/70 ve 2013/71 sayılı takip dosyalarındaki borca itirazlarından önce, yetkisizlik kararı verilen... İcra Müdürlüğü'ndeki ödeme emri tebliğinden sonra yaptığı ödemeleri ... İcra Müdürlüğü'ndeki hesaplanan faiz, icra takip masrafları, vekalet ücretleri, harçlar ve asıl alacak toplamından düştükten sonra itirazın iptali davalarını açmıştır. Dava dilekçelerinde de bu hesaplama neticesinde ... İcra Müdürlüğü takip dosyalarından gönderilen ödeme emrine konu borç toplamı 19.071,55 TL ve 19.858,39 TL üzerinden icra taleplerine itirazların iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, hükümde ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/70 ve 2013/71 sayılı takip dosyalarındaki borca itirazların iptaline ve takibin devamına karar verildiği halde, gerekçede, davalı tarafından yapılan ödemeleri sadece asıl alacak miktarlarından düşen bilirkişi raporuna itibar edilerek borcun 7.330,91 TL olduğu belirtilmiş ve ödemeler asıl alacaktan düşülerek varılan bu rakama rağmen, tekrar, yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce nazara alınmasına karar verilmiş olup, 7.330,91 TL'lik alacağın hangi icra dosyası bakımından alacak olarak ayakta kalacağının da icra dairesince belirleneceği belirtilmiştir. Hüküm, bu yönleriyle infaza elverişli olmayıp, gerekçe çelişkili ve hüküm itibar edilen bilirkişi raporuna da uygun değildir. Bilirkişi raporunda ödemeler asıl alacaktan düşülerek borç miktarı belirlendiği halde mahkemece hem borcun belirlenen bu miktar kadar olduğuna, hem de icra takiplerinin takip ve dava edilen miktarlar üzerinden devamına karar verilmiş, borç miktarı tespit edilirken düşülen ödemelerin de tekrar icra müdürlüğünce nazara alınmasına ve hangi takip dosyasında ne miktar borçlu olunduğunun da icra müdürlüğünce belirlenmesine karar verilmesi infazda tereddüte yol açacak nitelikde ve çelişkili olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.