MAHKEMESİ : FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ..... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2014 tarih ve 2013/165-2014/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin.....'da mukim özellikle uydu alıcıları, televizyon decoderleri gibi elektronik cihazlar üretip satan köklü bir firma olduğunu, ürünlerini pazarladığı markalardan birinin de “.....” markası olduğunu, bu markayı... ve ... nezdinde 2002 yılında adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasını Türkiye'de tescil ettirmek için yaptığı 2011/60363 numaralı başvurunun davalı adına 2003/12101 nolu “........” ibareli marka mesnet gösterilerek reddedildiğini, davalının bahsi geçen markasını tescilli olduğu sınıflar bakımından ciddi ve pazar payı yaratır biçimde kullanımının bulunmadığını ileri sürerek davalı adına 2003/12101 noda 7, 9 ve 11. sınıflara ilişkin emtialar yönünden tescilli “......” markasının 556 sayılı KHK'nın 14 ve 42/c maddeleri gereğince kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilin adına tescilli markasını tescil edildiği sınıflar yönünden 556 sayılı KHK'nın14. maddesi kapsamında ciddi kullanımının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı adına ... nezdinde 07, 09, 11. sınıflarda tescilli 2003/12101 nolu "...." ibareli markanın, tescilli olduğu "Ses veya görüntü kayıt edilmesi, iletilmesi veya reprodüksiyonu için cihazlar; manyetik veri taşıyıcılar, uydu yayın alıcıları, ..., uydu anten çanağı, güç anfisi, kanal yükselticileri, aktif ve pasif bölücüler, modüler receiverlar, modüler modülatörler, decoderler, decoderli receiverlar, receiverlar, ...... (uydu yayın dağıtım için), uydu anten kabloları, ..... modülatörleri, uydu yayın için tüner, uydu ........ cihazları" emtiaları yönünden 556 sayılı KHK'nin 14. maddesi kapsamında ciddi şekilde kullanıldığı, bunların dışında kalan emtialar yönünden kullanılmadığı ve kullanmamaya haklı gerekçe ileri sürülemediği, markanın kullanılmadığı emtialar yönünden 556 sayılı KHK'nin 42/1-c maddesi uyarınca kısmi hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle markanın kullanılmadığı tüm sınıf ve emtialar yönünden kullanılmama nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, temyiz eden davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, davalı adına tescilli markanın kullanılmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir. Davanın niteliği itibariyle ispat yükü davalı tarafta olup davalı tarafça ticari defterleri ile iki adet tarihsiz broşür dışında delil sunulmamıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarıca, davalının ticari defterlerinde yer alan faturalar gerekçe gösterilerek bir kısım emtialar yönünden davanın reddi cihetine gidilmiştir. Ancak, davacı vekilince alınan bilirkişi raporuna karşı; bahsi geçen faturaların, muhtemel bir hükümsüzlük davasına delil oluşturma saikiyle beş yıllık süreç zarfında yedi farklı günde ve altı farklı işletme adına düzenlendiğine, adlarına fatura tanzim edilen işletmelerin davalı şirkete bağlı, kardeş veya bağlantılı şirketler olduğuna, toplam fatura tutarının ciddi ve pazar payı yaratır biçimde kullanıma delil teşkil etmeyeceğine dair ciddi itirazlar ileri sürülmüş, bu itirazlar doğrultusunda mahkemece ek rapor alınması yoluna gidilmiştir. Ne var ki alınan ek rapor davacı vekilinin rapora yönelik ciddi itirazlarını karşılamaya elverişli düzeyde görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece; bilirkişi raporunda bahsi geçen ve adlarına fatura tanzim edilen şirketlerin davalı firma ile ilişkilerinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan, davalı firmanın ve benzer ürünleri üreten işletmelerin boyutları ve ciroları değerlendirilerek dava konusu marka ile yapılan ürün satış miktarı ve bedelinin markanın ciddi ve pazar payı yaratmaya elverişli kullanımına delil teşkil edip etmediği hususu değerlendirilmeden, gerektiğinde bu hususta oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadan eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle tescil kapsamında yer alan bir kısım emtialar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.