Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6466 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 348 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SAMSUN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2009/158-2013/297Taraflar arasında görülen davada Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2013 tarih ve 2009/158-2013/297 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin aracını L. Sigorta A.Ş'nin acente şeklinde çalışmış olduğu Y.K. işletmecesine sigorta ettirdiğini, sigorta primlerini de 05.09.2008 tarihinde de peşin olarak yetkili acenteye ödediğini, Y. K. ticari işletmesinin kapanması ile sigorta şirketi ile aralarındaki olumsuz durumu L.Sigorta A.Ş'nin kötü niyetli bir şekilde müşterisi olan müvekkiline yönlendirdiğini ve üç aya yakın zaman geçtikten sonra 01.12.2008 tarihli yazısı ile müvekkilinin L. Sigorta A.Ş'nin acentesi olan Y. K.'la yapmış olduğu sigorta poliçesinin yürürlükten kaldırıldığının bildirildiğini, acente Türk Ticaret Hukuku ve ilgili yasal hükümlere göre belirli yer ve bölgede sürekli bir şekilde ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmekte ve işletme adına sözleşme yapmaya yetkili kimseler olduğunu, işletmenin bizzat sorumlu olduğunu iddia ederek, öncelikle müvekkilinin şirketi tarafından yürürlükten kaldırılan sigorta poliçesinin tekrar yürürlüğe konulması ve müvekkilinin poliçenin tüm haklarından yararlanmasına karar verilmesini, uygun görülmez ise müvekkilinin L. Sigortanın yetkili acentesi olan Yaşar Kaymak'a verilmiş olan prim parasının müvekkiline yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava dışı olan acente Y. K.'ın acenteliğinin müvekkili sigorta şirketi tarafından acentelik sözleşmesi ile kendisine yüklenen sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle feshedildiğini, Y. K. tarafından kesilmiş bulunan 05.09.2008 tarihli tahsilat makbuzunun altındaki imzanın Y.K.'a ait olmadığı çıplak gözle bile rahatlıkla anlaşılabileceğini, kasko sigorta poliçesinin ikinci sayfasındaki "Prim Ödeme Esasları ve Ödememenin Sonuçları" başlıklı maddesinde uyarı 1 başlığı altında "seri numaraları ve L.Sigorta A.Ş. anteti taşımayan tahsilat makbuzu geçerli olarak kabul edilmeyecektir" hükmünü taşıdığını, davacının yatırmış olduğu para ile ilgili olarak düzenlenmiş 05.09.2008 tarihli tahsilat makbuzunda poliçede açıkca belirtilmiş olduğu üzere, davalı sigorta şirketinin anteti ve makbuz seri numarasının bulunmadığını, ödemenin geçerli olmadığını, ayrıca müvekkili sigorta şirketi ile dava dışı acente Y. K. arasında noter tasdikli olarak düzenlenmiş bulunan acentelik sözleşmesi ile imza sirkülerindeki imzalar mukayese edildiği takdirde imzanın sahte olduğunun anlaşılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının primini ödeyerek, davalının acentesi ile kasko sigorta poliçesi düzenlediği, poliçenin ve prim ödemesinin geçerli olduğu, buna rağmen, davalı sigorta şirketinin kendi acentesi ile olan sorunları nedeniyle davacının kasko sigorta poliçesini iptal etmesinin, taraflar arasında yapılan sözleşmeye uygun olmadığı, ortada parası ödenerek yapılmış kasko sigortası poliçesi bulunduğu, bu nedenle sözleşmenin davalı tarafından iptal edilemeyeceği, davacının davasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının iptal ettiği SM SK1 4981286 nolu Kasko Sigorta Poliçesinin tekrar yürürlüğe konulmasına ve davacının poliçenin tüm haklarından yararlandırılmasına karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Ancak, davalı vekili yargılamalar sırasında mahkemeye sunmuş olduğu savunma ve beyan dilekçelerinde Kasko sigorta poliçesinin 2. sayfasındaki “Uyarı 1” başlığı altındaki düzenleme nedeniyle yapılan ödemelerin geçerli olmadığı savunmasında bulunmasına rağmen, davalının bu savunmasının değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple; öncelikle davalının bu savunmasının üzerinde durulup, poliçenin 2. sayfasında düzenlenen anılan kaydın değerlendirilip, bu değerlendirme sonucunda davacı tarafından yapılan prim ödemesinin geçerliliği ile davacı ile davalı şirketin acentesi arasında düzenlenen poliçenin geçerli olup olmadığı konularında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın kabulü kararı doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. . SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.