MAHKEMESİ : KELES ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2011/58-2013/43Taraflar arasında görülen davada Keles Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/05/2013 tarih ve 2011/58-2013/43 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri ve fer'i müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı, kiraz ağaçlarını davalı nezdinde sigorta ettirdiğini, sigortalı ağaçların meydana gelen don olayı sebebiyle zarar gördüğünü, durumu davalıya bildirdiğini, eksper tespiti yapıldığını ve 20 gün sonra tekrar tespit yapılacağının belirtildiğini buna rağmen tespit yapılmadığını, davalı sigortaya durumu bildirmesine rağmen davalının TARSİM'e ihbarını bildirmediğini, bu nedenle hasar bedelini alamadığını, davalının hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek 60.000 TL hasar bedelinin tahsilini ve davalı tarafından istenen 6.900 TL sigorta priminin de iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Fer'i müdahil vekili, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ağaçlarını davalı sigorta şirketine sigortalattığı, ağaçların don olayından hasar gördüğü, hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunduğu, hasar miktarının 13.320,00 TL olduğu ancak davacının 6.900 TL prim borcunun bulunduğu bu nedenle 6.420,00 TL talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile anılan miktarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri ve fer'i müdahil vekili temyiz etmiştir1- Dava, T. Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi'ne dayalı tazminat istemine ilişkindir.21.06.2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesi amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiştir. Hangi risklerin teminat altına alınacağı anılan Kanun'un 12. maddesinde açıklanmıştır. Tarım sigortaları, Devlet desteğini zorunlu kılan çok yüksek riskli sigortalar olduğundan, ülkemiz koşulları itibariyle serbest piyasa şartlarında yapılmaları şu an itibariyle mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle tarım sigortalarının yapılabilmesi için kanun koyucu özel bir yapıya ihtiyaç duymuş, ‘Tarım Sigortaları Havuzu’ kurumunu oluşturmuştur. Bu yapının amacı 5363 sayılı Kanun'un 4. maddesinde etraflıca açıklanmış, devamı maddelerinde nasıl çalışacağı, görevleri ve hangi yetkilere sahip olacağı düzenlenmiştir. Kanun'un tamamı değerlendirildiğinde tarım sigortaları ile ilgili sistem, normal sigortalardan oldukça farklılıklar arz etmektedir. Özellikle yapılan tarım sigortaları karşılığında sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenlerden tahsil edilen primlerin tamamı Tarım Sigortaları Havuzu'na aktarılmaktadır. Sigorta şirketlerinin tahsil edip de aktarmadığı primler bakımından havuzun primlerin aktarılması talebi, ‘kamu alacağı’ niteliğinde kabul edilmiş, kamu alacaklarının tahsilini düzenleyen kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Tarım sigortaları düzenlemesinin asıl amacı, üreticilerin zararlarını karşılamak, uzun vadeli gelir istikrarına kavuşmalarını temin etmek, ekonomik ve sosyal bakımından toplumsal katkılar sağlamaktır. Bu yönüyle kamu düzenini ilgilendiren sigorta türü olduğunu söylemek mümkündür. Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur tarım sigortaları havuzudur. 5363 sayılı Kanun’un 9. maddesinde bu havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan kanunun 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını havuza devredecekleri ve sözleşmeleri havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. Bu Kanun çerçevesinde havuzu işletmek üzere Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (T..) kurulmuştur. Somut olayda davacı bu havuzun ortağı olduğu anlaşılan davalı A. Sigorta A.Ş. ile “Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi” düzenlemiştir. Anılan sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü, T. A.Ş’ye aittir. Bu itibarla T. adına poliçe tanzim eden davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyecek olup, davanın husumetten reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı ve fer'i müdahil vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ve fer'i müdahil vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı ve fer'i müdahil yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ve fer'i müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.