MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2012/316-2013/162Taraflar arasında görülen davada Samsun 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/03/2013 tarih ve 2012/316-2013/162 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı E.. A.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirketteki hisselerini davalı E.. A..'a devrettiğini ve devir bedeli olarakta takibe konu bonoların düzenlendiğini, davalının hisse devri sözleşmesini ve anılan bonoları kendisi ve şirket adına kefil sıfatıyla imzaladığını, bono bedellerinin ödenmediğini, bonolar zamanaşımına uğradığından, ilamsız takip yolu ile başlattıkları icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davalı şirkete husumet yöneltilmeyeceğini, sözleşmeyi ve bonoları diğer davalının kendi adına imzaladığını, diğer davalının davacının hisselerini bedelsiz devraldığını, devir işleminin, davalı şirket borca batık olduğundan davacıyı cebri icra tehdidinden kurtarmak için yapıldığını, devir tarihinde davacı hisselerinin ekonomik bir değerinin bulunmadığını, bonoların teminat amacıyla verildiğini, taraflar arasındaki harici ve yazılı olmayan anlaşma ile de önce şirketin borçları ödenecek daha sonra şirket kâra geçerse kararlaştırılan hisse devir bedelinin ödeneceğini kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini istenmiştir Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu bonoların davalı E.. A.. tarafından düzenlendiği, davalı şirketin herhangi bir imzasının bulunmadığı, hisse devrinin davacı ve davalı gerçek kişiler arasında yapılmış olduğu, davalı şirketin hisse devrinde sorumluluğunu gerektirir herhangi bir katkısı ya da kefaletinin bulunmadığı, dava dilekçesinde de davalı E.. A..'la olan akdi ilişkiye dayanılmış olması nedeniyle, davalı şirketin pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle husumet nedeniyle reddine, diğer davalı aleyhine açılan davanın ise davacının hisselerini davalı E.. A..'a devrettiği, devir bedelinin 250.000 TL olup, devir sözleşmesinin ekindeki ödeme planına göre taksitlendirildiği, takibe konu bonoların ödeme tarihleri ve miktarları ile ödeme planındaki vadeler ve miktarları ile uyumlu olduğu, bu nedenlerle dava konusu bonoların hisse devir bedeli olarak verildiği, davaya konu bonolar zamanaşımına uğradığından artık kesin vadeden bahsedilmeyeceği, davacının kesin vade içeren hisse devir sözleşmesini takibe koymadığı bu nedenle temerrüd için takipten önce ihtarın gerektiği ancak bunun yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Samsun 7.İcra Müdürlüğü'nün 2012/4489 esas sayılı dosyasında takibin 194.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının bu miktara yönelik itirazının iptaline, davalının haksız itirazı nedeniyle 194.000,00 TL'nin %20'si oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı ve davalı E.. A.. vekili temyiz etmiştir1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı E.. A.. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı, davalı E.. A.. ile aralarında tanzim edilen 26.01.2006 tarihli hisse devir sözleşmesi nedeniyle, davalının vermiş olduğu bonoları ödemediğini, bonoların zaman aşımına uğradığını, bonoların temelindeki alacak ilişkisi nedeniyle iş bu davayı açtığını belirtmiş ve delil olarak hisse devir sözleşmesi ve ekindeki yine taraflarca imzalanan ödeme planını ibraz etmiştir. Sözleşmenin eki olan ödeme planında taksitlerin ödeme tarihi belirtilmiş olup, borç bu tarihlerde ödenmediğinde, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 101/2. maddesi gereğince ihtara gerek kalmaksızın borçlu temerrüte düşer. Bu nedenle mahkemece, davacının, talebinin taraflar arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesi gereğince keşide edilen bonolara ilişkin olduğu gözetilip, işlemiş faizin hesaplattırılarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı olduğu şekilde işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 9.939,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı E.. A..'dan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.