Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6404 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9524 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAYSERİ (KAPATILAN) 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 15/01/2014NUMARASI : 2012/31-2014/8Taraflar arasında görülen davada Kayseri (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/01/2014 tarih ve 2012/31-2014/8 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı M.. Y.. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05/05/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan M.. Y.. vekili Av. A.. Ö.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınan iplik emtiasının davalı M.. Y..’in işleten, davalı A.. Y..’in sürücüsü olduğu araçla taşınmakta iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığını, sovtaj düşüldükten sonra sigortalıya 28.565,00 TL ödendiğini, hasarın meydana gelmesinde davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek, 28.565,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı M.. Y.. vekili, hasarın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ambalaj ve yüklemenin davacının sigortalısı tarafından yapıldığını, hasarın yetersiz ambalajdan kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı taşıyan M.. Y..'in yardımcısı olan davalı sürücü A.. Y..'in kusuruyla meydana gelen tek taraflı trafik kazasında taşıma konusu emtianın zarar gördüğü, davalı tarafın trafik kazasının oluşumunda kusuru bulunduğu gibi, yükleme sırasında ambalajlama ve istiflemeye nezaret edilmemesi, nezaret edilmiş olsa dahi ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi ve ihtirazi kaydın taşıma senedi veya irsaliyeye yazdırılmaması nedeniyle benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davalıların %80 oranında kusurlu kabul edildiği, emtia hasarı 35.268,77 TL olup 6.704,16TL sovtaş düşüldüğünde tazminatın 28.565,61 TL olarak hesaplandığı, davalıların %80 oranında kusuruna göre anılan meblağdan indirim yapıldığında davalıların sorumlu oldukları meblağın 22.852,00 TL olduğu, mahkemece kısa kararda mütefarik kusur indirimi yapılmadan sevhen 28.565,00 TL üzerinden hüküm tesis edildiği belirtilerek davanın kabulü ile 28.565,00 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı M.. Y.. vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı (Mülga HUMK’nın 382 ve devamı) maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır.Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Somut olayda mahkemece tefhim edilen kısa kararda “davanın kabulü ile 28.565,00 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda “…davalıların %80 oranında kusurlu kabul edildiği, emtia hasarı 35.268,77 TL olup 6.704,16TL sovtaj düşüldüğünde tazminatın 28.565,61 TL olarak hesaplandığı, davalıların %80 oranında kusuruna göre anılan meblağdan indirim yapıldığında davalıların sorumlu oldukları meblağın 22.852,00 TL olduğu, kısa kararda müterafik kusur indirimi yapılmadan sevhen 28.565,00 TL üzerinden hüküm tesis edildiği” belirtilmek suretiyle gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu anlaşılmakla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı M.. Y.. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı M.. Y.. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı M.. Y..'e verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı M.. Y..'e iadesine, 05/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.