Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6384 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10964 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında görülen davada (Gaziantep Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesİ)'nce verilen 27.05.2008 tarih ve 2004/546-2008/266 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin 3324 kod numaralı ayakkabı tabanı üreterek TPE nezdinde 2002/03308 tescil numarası ile endüstriyel tasarımı tescil ettirdiğini, davalının 3324 kod numaralı ürününün kendi tasarımı olmayıp İtalya, İspanya, Almanya ve Türkiye'deki piyasalarda yıllardan beri değişik firmalar tarafından üretilip satıldığını, davalı tasarımının yeni olmayıp harc-ı alem olduğunu, davalı şirketin kendi tasarımına benzer olduğu iddiasıyla müvekkilinin 2180 kod numaralı taban tasarımından dolayı müvekkili aleyhinde dava açıldığını, oysa ki davalı tasarımının yenilik ve ayırt edici niteliği bulunmadığını ileri sürerek, 2002/03308 sayılı tasarım tescilinde yer alan davalının 3324 kod numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, davacının uğradığı zarar nedeniyle 5.000.000.000'ar TL maddi ve manevi tazminatın tahsili île hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline ait tescilli tasarımın davacı tarafından sunulan İtalyan ARS dergisinde yer alan tasarımcılar ile benzer olmayıp, müvekkili tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına TPE nezdinde tescilli bulunan 2002/03308 numaralı çoklu tasarım tescil belgesine konu ürünün yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşıdığı, davacı tarafın dosyaya sunduğu fotoğrafların hangi tarihte çekildiği hususunda net bir tarih belli olmayıp, bu yönü ile fotoğrafların dikkate alınmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı adına tescilli 2002/03308 numaralı endüstriyel tasarımın yenilik özelliği bulunmadığı iddiasıyla hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.554 sayılı KHK'nın 6. maddesi uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden Önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle, mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi İçin de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırlan içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. 554 sayılı KHK'nın 7. maddesinde düzenlenen tasanmın ayırt edicilik unsuru ise, yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK'nın 11. maddesi ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 554 sayılı KHK ile mutlak yenilik kriteri benimsendiğinden, hükümsüzlük davasında bu yönün mahkemece re'sen dikkate alınarak, tarafların bildirdikleri delillerle birlikte anılan KHK'nın 5 ila 10. maddeleri hükümleri gözönüne alınmak suretiyle ve somut uyuşmazlık koşulları itibariyle de gerektiğinde bilirkişi görüşü alınarak çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta davacı, davalı adına tescil edilmiş olan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunup bulunmadığının tespiti açısından önceki tarihli katalog, dergi gibi deliller yanında bilirkişi deliline de dayanmıştır. Dava konusu tasarımın yenilik unsuruna sahip olup olmadığı, bir başka deyişle, o tasarımın dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olup olmadığı hususu bilirkişi görüşüne başvurulmak yoluyla çözümlenmelidir. Kamu düzenine ilişkin olan bu ilkeye dayalı olarak konusunda uzman olan bilirkişi veya bilirkişilerin yapacakları araştırma sonucunda bir tasarımın 554 sayılı KHK'nın 6. maddesi uyarınca daha önce kamuya sunulduğuna dair elde edilen bilgi ve bulguların HUMK'nın 75/son maddesi çerçevesinde re'sen dikkate alınması ve bilirkişi raporundaki yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına yönelik değerlendirmenin de anılan KHK'nın 5 ila 11. maddelerine uygun olup olmadığına ilişkin hukuki denetiminin mahkemece yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı adına tescilli tasarımın davacı tarafından sunulan katalog ve dergilerde yer alan tasarımlardan farklı olduğu belirtilmiş, davacı tarafın itirazı üzerine alınan ek raporda önceki görüşleri tekrar edilmiş, dava konusu tasarımın kullanıldığı sektör bazında bir inceleme yapılmamıştır. Mahkemece, dava konusu tasarımın yenilik unsuruna sahip olup olmadığı, bir başka deyişle, o tasarımın dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olup olmadığının tespitine yönelik araştırmanın kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, konusunda uzman olan bilirkişi veya bilirkişilerin yapacakları araştırma sonucunda dava konusu tasarımın 554 sayılı KHK'nın 6. maddesi uyarınca daha önce kamuya sunulup sunulmadığı araştırılarak, işbu davada alınan bilirkişi raporu ile ceza davasında alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve davacı vekilinin ciddi itirazlarının cevaplandırılması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene İadesine, 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.