Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 637 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4413 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.10.2010 tarih ve 2008/320-2010/441 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, 2003/29105 sayılı "..." ibareli markasının ve benzer ibareli markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının da markalarını taklit ederek "..." ibareli markasını haksız ve kötüniyetle adına tescil ettirdiğini, bu hususun müvekkili markasına zarar verdiğini, tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olduğunu, haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına tescil edilen 2006/57256 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.Davalı TPE vekili, markanın hükümsüzlüğü davalarında müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın husumetten reddini istemiştir.Davalı ... vekili, dava konusu edilen "..." markasının müvekkil şirketin ortaklarından olan ...'ın babasının isminden alındığını, ...'ın ...'da kurulmuş ... ve ... tarafından işletilen köfteci işletmesinin iki ortağından biri olduğunu, davanın kendileri dışında kimseyi ticari hayatta barındırmama mantığı ile açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, "..." ibareli davalı markası ile davacının "...+şekil" ibareli markasının arasında karıştırılacak ve iltibasa sebep verilecek derecede benzerlik olmadığı, davalının kötüniyetli olduğuna dair bir emareye de rastlanmadığı, diğer davacı markaları ile davalı markası arasında görsel, işitsel, anlamsal yönden bir benzerliğin bulunmadığı, "..." ibareli marka ile davalı markası arasında işitsel yönden düşük bir benzerlik varsa da görsel ve kavramsal farklılıkların olduğu, karıştırılma ihtimallerinin bulunmadığı, davalı kuruma husumet düşmeyeceği gerekçeleriyle davalı şirkete karşı açılan davanın esastan, TPE aleyhine açılan davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı adına devir suretiyle tescilli olan 2003/29105 sayılı markanın asli unsuru "..." ibaresi olup, davacının anılan markayı daha önceden devir aldığı dava dışı şirkete lisans yoluyla kullandırması da 556 sayılı KHK'nin 14'üncü maddesi anlamında markasal bir kullandırma niteliğindedir. Davacının söz konusu kullanımının kötü niyetli olduğuna ilişkin mahkeme görüşü kabul edilemez. Öte yandan hükümsüzlük istemine konu olan 2006/57256 sayılı markanın asli unsurlarında bir tanesi de "..." ibaresi olup taraflara ait markaların asli unsurları arasındaki benzerlik nedeniyle aynı KHK'nin 8/1-b bendi anlamında ilişkilendirme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü gerekir. Davalı markasının özel isim ve soyisimden oluştuğuna ilişkin savunmanın da az önce belirtildiği şekilde asli unsurlar arasındaki karıştırma tehlikesi nedeniyle 556 sayılı KHK'nin 8/1-b bendi hükmü karşısında dinlenilme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı şirket aleyhine açılan hükümsüzlük davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.