Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6290 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12248 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/10/2012NUMARASI : 2012/85-2012/222Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/10/2012 tarih ve 2012/85-2012/222 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin kurucu pay sahiplerinden olduğu ve davalı şirkette imtiyazlı pay sahibi sıfatını taşıdığını, kuruluş ana sözleşmenin 7. maddesinde şirket yönetim kurulunun 3 kişiden oluşacağı, bu üyelerden 2'sinin B gurubu, diğer üyenin ise A grubu pay sahiplerinin çoğunluğunun göstereceği adaylar arasından seçileceğinin hükme bağlandığı, davalı şirketin 06.10.2011 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ana sözleşmenin 7 ve 10. maddelerinin müvekkillerinin olumsuz oylarına rağmen değiştirildiğini, TTK 389. maddeye göre söz konusu ana sözleşme değişikliği kararının imtiyazlı pay sahiplerinin onayı olmaksızın infaz edilemeyeceğini, ana sözleşme değişikliğinin geçersizliğinin tespiti talebiyle müvekkilleri tarafından dava açıldığını, davalı şirketin 30.12.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3.maddesi olarak şirket yönetim kurulu üyelerinin seçimi kararını aldığını, ana sözleşme değişikliği B grubu pay sahipleri tarafından hiçbir zaman onaylanmadığı için halihazırda ana sözleşmenin kuruluştaki 7.maddesinin yürürlükte olduğunu, müvekkillerin B grubu pay sahiplerine tanınmış olan yönetim kuruluna iki aday önerme hakkının kullanılmasının genel kurulca reddedilmesinin açıkça ana sözleşme hükmüne aykırılık oluşturduğunu ileri sürerek, gündemin 3. maddesi uyarınca yapılan yönetim kurulu üye seçimine ilişkin kararın iptaline karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirkette imtiyazlı pay bulunmadığını, sözleşmenin tadili A ile B grubu hisselerin kaldırılarak sermayeyi imtiyazdan ari hale getiren değişikliğin tüm hissedarların oy birliği ile alındığı, ancak davacıların daha sonra sadece ana sözleşmenin diğer hükümlerinin sermaye maddesine uyumlu hale getirilmesi ve tadili amacı ile yapılan olağanüstü genel kurul toplantılarında imtiyazlı hisse sahibi olduklarını beyan ederek muhalefet şerhi koymaları ve bu sebeple genel kurulda alınan Yönetim Kurulu atamalarına itiraz etmelerinin kanuna aykırı olduğu, davacıların kötüniyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların genel kurulda imtiyazlı payları kaldıran ana sözleşme değişikliğine ve yeni yönetim kurulunun seçimine onay verdikleri, seçilen yeni yönetim kurulunda eski B grubu pay sahiplerinden sadece bir üye bulunduğu, davacıların yeni hisse dağılımından sonra aslında B grubuna tadil eden 2007 tarihli esas sözleşmede tanınan 2 aday önerme hakkını kullanmayarak değişikliği bu anlamda da kabul ettiği, bu durumda imtiyazları payları kaldıran 24.12.2010 tarihli genel kurul kararının infazı için TTK 391 maddesine rağmen ayrıca imtiyazlı paylar genel kurulunun onayının aranmasına gerek olmadığı, 24.12.2010 tarihinde gerçekleştirilen tescil ve ilan edilen esas sözleşme değişikliği sonrasında yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye veya objektif iyi niyet kurallarına istinaden iptali veya geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, davacıların bu davranışının M.K. 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanımı yasağına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1- Davacılar tarafından yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 30.12.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararın iptali talep edildiğine göre, bu genel kurul kararının iptal edilip edilmemesi şirket ana sözleşmesinin yönetim kurulu seçimine ilişkin 7. maddesinin değiştirilmesi ile ilgili 06.10.2011 tarihli genel kurul kararının iptal edilip edilmemesine bağlıdır. Davacılar tarafından yönetim kurulu seçimine ilişkin ana sözleşmenin 7. maddesinin değiştirilmesi ile ilgili 06.10.2011 tarihli genel kurul kararının iptali davası açılıp bu dava derdest olduğuna göre, bu davanın neticelenmesi ve kesinleşmesi beklenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 31/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.