Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 627 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11160 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2012NUMARASI : 2009/120-2012/525Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.12.2012 tarih ve 2009/120-2012/525 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı C.. D.. vekili, davalı S.. B.. vekili, davalı H.. K.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalıların müvekkilinin Ulus Şubesi'nde çalıştıkları dönemde T.Tekstil Deri Sek. İş. Ar. Yatırım San. Tic. A.Ş. firmasının da aralarında bulunduğu grup firmalara kredi mevzuatına aykırı bir şekilde kullandırdıkları ticari kredilerin ödenmediğini, icra takibinden sonuç alınamayınca borçlu hakkında borç ödemeden aciz belgesi düzenlendiğini, usulsüz kredi verilmesi nedeniyle doğan zarardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek 65.083,20 TL banka zararının dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı C.. D.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kredi verilmesinde banka görevlilerinin kasıt, kusur ve ihmallerinin bulunmadığını, KDV iadesinin kredi teminatı olarak temlik alındığını, 671.000 USD ihracat bedelinin davacının Bahçeşehir Şubesi tarafından borçlu firmaya ödendiğini, haksız fiil sebebiyle ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz verilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı S.. B.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, temerrüde düşen borçlu hakkında icra takibinin geç başlatıldığını, borçlu mallarının yeterince araştırılmadığını, 10 yıl süre ile icra dosyasının takipsiz bırakıldığını, bu sebeplerle banka alacağının zamanında ve gereği gibi takip edilmediğini, müvekkilinin hiç bir usulsüz kredi işleminin bulunmadığını, şef pozisyonu ve yetkisizliği nedeniyle kredilere onay veremeyeceğini, sicil amiri de olan müdür H.. K..'nın talimatlarını uyguladığını, şube müdürünün önceki yolsuzluklarına rağmen işlem hacmi çok yüksek olan Ulus Şubesi'ne atandığını, bu şubede de bir çok usulsüz kredi verdiğini, 12 yıl aradan sonraki talebin iyi niyetle bağdaşmadığını, faize itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı H.. K.. vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, BK'nın 60'ncı maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin dolduğunu, kredinin niteliği itibariyle derhal tahsili gerekmekte olduğu halde, yapılan ihracat nedeniyle davacı nezdindeki bir hesaba gelen 671.000 USD'nin alacağa mahsubu yerine borçluya ödendiğini, davacının dayandığı soruşturma raporunun gerçekleri yansıtmadığını, KDV iade alacağının kredi teminatı olarak temlikinin, birçok belge ile mali tabloların dikkate alınmadığını, kredi verilmeden önce şube yetkisinde düzenlenen istihbarat raporundaki olumlu bilgilere binaen kredi kullandırıldığını, kredi öncesi gerekli evrakların toplandığını, tüm işlemlerin yerine getirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 14.07.2008 tarihli borç ödemeden aciz vesikası ile alacağının tahsil edemeyeceğini görmesi üzerine 27.02.2009 tarihinde davayı açtığı, ayrıca suç oluşturan eylem sebebiyle davanın, ceza zamanaşımına tabi olduğu gözetildiğinde süresinde açıldığı, davalılardan oluşan kredi değerlendirme kurulunun, Bankalar Kanunu ve davacının iç mevzuatındaki düzenlemelere aykırı olarak, kredi borçlusu ve kefiller hakkında mali tahlil ve istihbarat raporu düzenlenmeden, Merkez Bankası risk santralizasyonu mevcut risk sorgulamasını yapmadan, yetkililerine ait noter onaylı imza sirküleri alınmadan, hesap vaziyetleri temin edilmeden, firmaya ait bilanço ile gelir tablolarının onaylı ve imzalı nüshaları getirtilmeden, firma kredisinin kefaleti alınan firmaların yeni müşteri olmasına karşılık Başkent 1. Bölge Baş Müdürlüğü'nden izin alındığına dair yazı almadan, grup firma kefaleti ile kredi teminat vasfının zayıflayacağı gözetilmeden, teminat olarak alınan 98.046,10 TL KDV alacağının doğup doğmadığını araştırmadan firmaya 04.02.1998 tarihinde kredi kullandırıldığı, davalıların tahsil edilemeyen krediden müteselsilen sorumlu bulundukları, T Holding A.Ş.'nin davacı bankanın Bahçeşehir şubesinde 671.000,00 USD'yi bozdurması işleminin firmanın hesaplarının kat tarihi olan 22/07/1998 tarihinde önce gerçekleştiği, bu hali ile banka şubesinin her döviz bozduran firmanın borcu olup olmadığını tarih itibari ile takip etmesinin mümkün bulunmadığı gözetildiğinde davalıların bu savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 54.324,09 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bu tutarın 10.000 TL'sine dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı C.. D.. vekili, davalı S.. B.. vekili, davalı H.. K.. vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davacı bankanın icracı müdürü ile diğer personeli aleyhine açılan sorumluluk davasıdır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 342. maddesi uyarınca icracı müdürler bakımından da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dair hükümler uygulanacağından davacı Banka tarafından aynı Yasa'nın 341. maddesi uyarınca böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulca dava açılması yolunda alınmış bir karar olmalıdır. Davada alınmış böyle bir genel kurul kararı sunulmamış ise de bu eksiklik sonradan tamamlanabileceğinden davacı tarafa dava açılması yönünde genel kurul kararı alınması ve ibrazı için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle işin esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştiSONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.