Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6206 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11300 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2015NUMARASI : 2014/1278-2015/541Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2014/1278-2015/541 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili aleyhine tapu iptali ve tescil ile alacak davası açan davalı şirketin bir tabela şirketi olduğunu, kendiğinden münfesih hale geldiğini, bu şirket adına kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzalayan ... ...'in işi yapmayıp terk ettiğini, inşaatın pek çok emek ve masrafla müvekkili ... ... tarafından kısmen tamamlandığını ileri sürerek davalının fiilen münfesih hale geldiğinin tespitini ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının feshi istenen şirketin ortağı olmadığı, buna bağlı olarak aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-) Ancak davacı, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/490 Esas sayılı dosyası ile ...-... İnş. Mob. Doğ. Tur. Gıd. Tek. Der. .... Ker. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından aleyhine dava açılmasından sonra maddi ve manevi tazminatın tahsili ile anılan şirketin münfesih olduğunun tespiti istemi ile karşı dava açmış, şirketin münfesih olduğunun tespiti talebi yönünden tefrik kararı verilmiştir. Davacı tarafından karşı dava harcı olarak yatırılan 4.713,40 TL, maddi ve manevi tazminat talepli dava için de olup davalı şirketin münfesih olduğunun tespiti talebinin tefrikinden sonra da halen maddi ve manevi tazminat davasının harcı olarak da kalmaya devam etmiştir. Bu durumda davalı şirketin münfesih hale geldiğinin tespiti ve sicilden terkini istemli işbu davada sadece maktu harcın yatırılan nispi harçtan tahsiline karar verilmesi ve harcın iadesi hususunda bir hüküm tesis edilmemesi gerekirken maddi ve manevi tazminatın tahsili istemli dava için yatırılan harcın da iadesine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-) Dava, davalı şirketin münfesih hale geldiğinin tespiti ve sicilden terkini talepli olduğundan maktu harca tabi olup konusu para olmadığı ve para ile değerlendirilemediği için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım İkinci Bölümü uyarınca davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmolunması da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.