MAHKEMESİ : KARABÜK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2013NUMARASI : 2011/942-2013/36Taraflar arasında görülen davada Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/02/2013 tarih ve 2011/942-2013/36 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili firmanın U. adı ile hizmet sunan taşımacılık ve turizm alanında 1930 yılından itibaren faaliyette bulunan tanınmış bir firma olduğunu, ticaret ünvanında da kullandığı U. ibaresini hizmet markası olarak 36, 39 ve 42. sınıfta tescil ettirdiğini, tanınmış marka haline geldiğini, davalı tarafın müvekkili firma tarafından yıllardır ticaret ünvanı ve hizmet markası olarak kullanılan U. ibaresi ve şeklini kendisine ait ticari işletmenin ünvanında vurgu sözcük olarak aynen kullandığı ve bu ibarenin önüne sadece " -lar " ekini koyarak benzer renk ve şekiller ile birlikte 556 s. KHK. nin 7. ve 8. maddelerine aykırı bir surette marka olarak tescil ettirdiğini, üstelik bu tescili müvekkilinin faaliyet sahası dışında kalan tüm sınıfları kapatacak şekilde yaptığını, markaların benzer olup karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu, davalının bu ibareyi ticaret ünvanında da kullanarak haksız rekabete yol açtığını, müvekkili firmanın kuruluş ve tescil önceliğine sahip olduğunu, ileri sürerek davalının " U.lar " markasının hükümsüzlüğüne, davalının ticaret ünvanında yer alan " U. " ibaresinin TTK. nun 57/5 uyarınca sicilden terkinine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin 1999 yılında kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, müvekkili şirketin ortaklarının aynı aileye sahip U. soy ismini taşıyan kişiler olduğunu, ailenin soy isimleri ile bölgede tanındığını, davacının tanınmışlığından yararlanmak için U.lar markasını tescil ettirmediklerini, şirket ortaklarının soy ismi olduğunu, davacı markasının yolcu taşımacılığı sektöründe tanındığını, müşteri kitlesinin seçici olduğunu, müvekkili şirketin ise tarım, gıda ve komisyonculuk alanında faaliyet gösterdiğini, iltibas bulunmadığını, markaların tescilli olduğu sınıfların farklı olduğunu, müvekkilinin yıllardır bu ünvan ile ticari faaliyette bulunduğunu, kendi ticaret bölgesinde bu isimle tanındığını, ünvanında U.lar ibaresinin yer almasının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, aradan yaklaşık 19 yıl sonra müvekkilin bu ünvan ile faaliyet gösteremeyeceği iddiasının iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını, fiili kullanım yokluğu nedeni ile hükümsüzlük için gerekli yasal sürenin de dolmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraf markalarının benzer olduğu, ancak tescilli oldukları sınıfların farklı olduğu, 556 s. KHK. nin 8/1-b anlamında hükümsüzlük koşulları oluşmadığı, davacının tanınmış marka olduğuna ilişkin yeterli delil sunmadığı, davalının sırf ticaret ünvanına sahip olmasının hukuka aykırılık taşımayacağı, davacının bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmediği, dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirme yapılması gerektiği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ünvan terkini talebi bakımından davalının ünvanının tescil tarihi ile dava tarihi gözetildiğinde davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığının anlaşılmasına, hükümsüzlüğü istenilen davalı markalarından 2008-36925 sayılı marka bakımından ise dava tarihinde tescil edilmiş bir marka bulunmadığı anlaşılmasına göre bu marka yönünden erken açılmış dava bulunduğundan bu sebeple davanın reddi sonucu itibari ile doğru olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davalının 2005-45451 sayılı markasının hükümsüzlüğü talebi ile ilgili olarak ise; mahkemece tanınmışlık iddiası yönünden yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Şöyle ki, yapılan bilirkişi raporuna davacı taraf pazar araştırması raporu ve TPE' ye tanınmış marka başvuru dilekçelerini sunarak itiraz etmiş, ayrıca delil listesinde de davacı kendi defter ve kayıtlarına dayanmıştır. Bu itibarla, makemece bu belgeler değerlendirilmeksizin ve davacı defter ve kayıtları incelenmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 06/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.