Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6172 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17620 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 41. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2012/117-2013/138Taraflar arasında görülen davada İstanbul 41. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.06.2013 tarih ve 2012/117-2013/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .. Bank A.Ş. vekili ile fer'i müdahil TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Y.. Eskişehir Şubesi'nde 24.11.1999 tarihinde vadeli hesap açtırarak 2.000 TL yatırdığını, bankaya el konulması sonrasında yatırmış olduğu parasının ödenmediğini, off shore hesaplarında gözüken paraların Kıbrıs'a gitmediğini ve Yurtbank hesaplarında kaldığını, holding bünyesindeki şirketlere kredi olarak dağıtıldığını, Kıbrıs'ta da Y.. Security Off Shore Ltd. isimli bankanın faaliyetinin bulunmadığının anlaşıldığını, davacının yanıltıldığını, Y..A.Ş. aracılığı ile off shore hesabı açtıran kişilerin banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırdıklarını ileri sürerek, 2.000 TL'nin 24/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek % 80 oranındaki faizleri ve bundan sonra işleyecek dönemsel mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı banka vekili, yetki ve görev itirazı ile birlikte davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca husumet itirazında bulunduklarını, davacının kendi beyan ve talimatı doğrultusunda başka bir tüzel kişiliğe parasının havale edilmesi işlemi gerçekleştirildiğinden, davalı bankadan talep edebileceği bir alacağının mevcut olmadığını, davacının zararın oluşumunda müterafik kusurunun bulunduğunu savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, off-shore hesabına aktarılan paranın fiilen off shore şirketine ve Kıbrıs'a gönderilmediği ve davalı bankanın hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak kullandırıldığı, dava konusu mevduatın off shore şirketinin mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilemediği, yine off-shore hesaplarının açılması ve mudilerin bu hesaplara yönlendirilmesi yönünde yöneticilerin banka çalışanlarına emir ve talimatlar verdikleri, bu doğrultuda banka çalışanlarının mudilere off-shore hesabının avantajlı olduğu yönünde telkinlerde bulunarak yönlendirdikleri, bu suretle davacı iradesi fesada uğratıldığından müterafik kusurdan bahsedilemeyeceği, banka yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlu davranışları nedeniyle oluşan zarardan sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.000 TL asıl alacak ve dava tarihine kadar işlemiş 11.550,73 TL faiz olmak üzere toplam 13.550,73 TL'nin davalıdan tahsiline, asıl alacak üzerinden dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.Kararı, davalı I.. A.. vekili ile fer'i müdahil TMSF vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalının sorumluluğunun BK'nın 41, 55 ve TTK'nın 336'ncı maddelerinden kaynaklanmasına, davacı zararının off shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren zamanaşımı süresinin başlamasının gerekmesine göre, davalı banka ve fer'i müdahil TMSF'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2-1086 sayılı HUMK'nın 74. ve 6100 sayılı HMK'nın 26. maddelerinde belirtildiği üzere hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Davacı, dava dilekçesinde 2.000 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmesine rağmen mahkemece talep aşılmak suretiyle işlemiş faiz hesabı yapılarak dava tarihine kadar işlemiş 11.550,73 TL faizin hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi, davacının, davalının haksız fiiline dayanarak dava açtığı ve bu nedenle ancak avans faizi isteyebileceği gözden kaçırılarak akdi faizin hüküm altına alınması da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.3-Mahkemece, davalı bankaya harç yüklenmiş ise de davalı ..Bank A.Ş'ye karşı işbu davanın açılma nedeninin bu banka tarafından devir alınan Y.. A.Ş'nin işlem ve eylemlerinden kaynaklandığı, davacıya ait paranın off shore bankasına gönderilmesi konusundaki işlem ve eylemleri yürüten Y.. A.Ş'nin TMSF tarafından devir alındıktan sonra en son ..Bank A.Ş'ye devredildiği, bu durumda Fon Bankası iken . Bank A.Ş'ye devredilen Y.. A.Ş'nin eylemlerinden dolayı açılan davada bu bankayı devir alan . Bank A.Ş'nin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde harç ile sorumlu tutulması doğru olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı I.. A.. ve fer'i müdahil TMSF vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı I.. A.. ve fer'i müdahil TMSF vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı İng Bank A.Ş'ye iadesine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.