MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02.02.2012 tarih ve 2012/126-2012/126 D.iş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi İhtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:İhtiyati haciz isteyen-alacaklı vekili, borçlulardan ...'nin, müvekkili şirkete olan borcuna karşılık olarak 24.09.2011 keşide tarihli, 24.10.2011 vade tarihli, 14.000,00 TL bedelli ve 24.09.2011 keşide tarihli, 24.12.2011 vade tarihli ve 13.000,00 TL bedelli bonoları keşide ettiğini, diğer borçlu ...'in ise belirtilen bonolara aval verdiğini, bonoların vadesinde ödenmediğini, alacaklarının herhangi bir teminata bağlı olmadığını, borçluların mal kaçırma ihtimallerinin kuvvetle muhtemel olduğunu ileri sürerek, muaccel ve rehinle temin edilmemiş alacaklarının tahsilini temin için, borçuların menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine ve muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, alacaklının talebinin, İcra ve İflas Kanunu'nun 257. maddesinin l. fıkrasına uygun olduğu gerekçesiyle, aleyhine ihtiyati haciz istenilen .... yönünden kabulü ile, borçlu şirketin menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının, 27.000,00 TL borç tutarı ile sınırlı olmak kaydıyla ihtiyaten haczine, borçlu ...'in ise senet metninde avalist olarak isim, adres ve imzası bulunmadığı gerekçesiyle, borçlu ... yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Kararı, ihtiyati haciz isteyen-alacaklı vekili temyiz etmiştir.Dava, ihtiyati haciz talebine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati haciz isteyen-alacaklı vekilinin talebinin borçlu .... yönünden kabulüne, borçlu ... yönünden ise, anılan borçlunun senet metninde avalist olarak isim, adres, ve imzası bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talebine konu bononun, borçlu şirket temsilcisi ... tarafından şirket kaşesi üzerine ve açığa imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mülga TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı kanunun 589. maddesi gereğince, şirket temsilcisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu ikinci imza, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, aval olarak kabul edilir ve bu imza sahibi borçtan ovalist sıfatıyla sorumlu olur. Bu nedenle talebin, borçlu ... bakımından da kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın haciz tedbir isteyen yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ihtiyati haciz isteyen vekili yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.