Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6081 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17223 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 39. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 08/07/2013NUMARASI : 2011/318-2013/172Taraflar arasında görülen davada İstanbul 39. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.07.2013 tarih ve 2011/318-2013/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketin acentesi olup aralarındaki acentelik sözleşmesi gereğince tahsil ettiği poliçe primlerini müvekkili şirkete ödemek zorunda olduğunu, acentelik sözleşmesinin 07.10.2010 tarihinde feshedildiğini ve alacağın tahsili amacıyla İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2010/28816 Esas sayılı icra dosyası ile takip yaptıklarını, takibe davalının itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, hakedişlerinin davacının alacağından düşülmediğini, yapılan incelemede alacağın tam ve net olarak ortaya çıkacağını, davalının alacağından kesilen poliçelerden acentenin iptalini gerçekleştirip şirketine olan borcundan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırılıp kebir defterinin onayının bulunmadığı nedenle anılan yıllara ait defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, 2011 yılına ait defterlerin ise usulüne uygun olduğu, takip tarihi itibariyle davacının 69.427,99 TL alacaklı olup buna karşılık 67.248,78 TL'nin takibe konulduğunu, davacı vekilince sunulan açık poliçeler listesine göre takibe konu edilen alacağa dayanan poliçe tutarları toplamının 76.037,26 TL olup, davalının 8.788,98 TL tutarındaki komisyon alacağı düşürüldükten sonra bakiye poliçe borcunun 67.248,28 TL olduğunun belirtildiği, davalı tarafça rapora ek komisyonlarının belirlenerek alacak miktarından düşülmesi gerektiği belirtilip ayrıca icra dosyasına yaptığı itirazında da şirkete borcunun bulunduğunun kabul edilip miktarına hakedişlerinin borçtan düşülmediği gerekçesiyle itiraz edildiği, ancak sözleşmenin komisyonlar başlığı altında yer alan kısımlarda teşvik komisyonunun acentenin bir yıllık faaliyetlerinin sonucuna göre ödeneceğinin ve acente komisyonu başlıklı kısımda ise sözleşmeye ekli belgelerde belirtilen oranlara göre komisyon verileceğinin ve komisyon oranının şirket tarafından belirleneceğinin belirtilip davalının itirazlarında belirttiği şekilde ek komisyon verileceği hususunda sözleşmede herhangi bir hükmün olmadığı ve bilirkişi raporunda da davalının hak kazandığı komisyon alacağını davacı alacağından mahsubunun yapıldığı, davacının alacağının belirlenip davalı tarafından ödemeye dair herhangi bir belge de sunulmadığı, her ne kadar ihtarname keşide edilmiş ise de söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediği, davalının temerrüdünün takiple başladığından dolayı itirazın kısmen iptaline, davalının likit olan alacağa ilişkin takibe kötüniyetli ve haksız olarak itiraz ettiği anlaşılmakla davacı lehine İİK'nın 67. maddesindeki değişiklikte nazara alınmak suretiyle %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalının İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2010/28816 Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 67.248,78 TL üzerinden devamına,bu bedele takip tarihinden itibaren (%16 oranı aşılmamak üzere) ticari faiz uygulanmasına, fazla talebin reddine, %20 oranında icra inkar tazminatı olan 13.449,75 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı temyiz etmiştir.1-Dava taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafça düzenlenen sigorta poliçeleri gereğince tahsil edilen sigorta prim bedellerinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davaya konu uyuşmazlık tahsilatı yapılan primler içinde davalı tarafça hak edilen komisyon bulunup bulunmadığı ve varsa bunun miktarının tespiti noktasında toplanmaktadır. Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirketin acentesi olup aralarındaki acentelik sözleşmesi gereğince tahsil ettiği poliçe primlerini müvekkili şirkete ödemediğini ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Buna karşın davalı tarafça, bilirkişi raporuna ciddi itirazlarda bulunulmuş, bu kapsamda bilirkişinin sigorta şirketi muhasebesi uzmanı olmadığı ve kendisi tarafından hak edilen yıllık bazda hesaplanan ek komisyon oranlarının dikkate alınmadığı bildirilmiştir. Nitekim dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişinin sigorta şirketi muhasebesi konusunda uzman olup olmadığı konusunda bilgi olmadığı gibi davalının yıllık bazda hak ettiğini ileri sürdüğü komisyona ilişkin olarak da bir değerlendirme yapılmadığı, bu değerlendirmenin özel ve teknik bir bilgiyi gerektirmesine karşın mahkemece yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, sigorta şirketi muhasebesi konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davalının itirazlarının değerlendirilmesi, varsa davalının hak ettiği komisyon ve ek komisyonların tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. 2–Bozma sebep ve şekline göre davalı temsilcisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.