Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6011 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4377 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... ... Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2015/17-2015/814 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili,...'ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/509E - 2006/76K sayılı kararına istinaden müvekkilinin toplam 9.321,87 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, "İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi" hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi uyarınca...'ın sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 9.075,07 TL'nin ve 246,80 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 24.07.2006 tarihli sözleşme ile dört ilden oluşan elektrik dağıtım bölgesinde yer alan ve... uhdesinde bulunan dağıtım sistemi, dağıtım tesisleri ve dağıtım tesislerinin işletilmesi için zorunlu taşınır ve taşınmazların, mülkiyet hakkı saklı kalmak koşuluyla, işletme hakkı ...'a devredilmiş, sözleşmenin 7. maddesi ile dağıtım faaliyetinden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırılması yoluna gidilmiştir. Anılan sözleşmenin 7.2 maddesi, "Dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak, sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal...'a bildirilir. Söz konusu dağıtım tesislerinin mülkiyetine dair bu idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bunlardan doğacak her türlü sorumluluk...'a aittir. Şirket, gecikmesinde tehlike olan durumlarda...'a bildirimde bulunmakla birlikte... adına ve/veya hesabına gerekli tedbirleri almak ve işlemleri yapmakla yükümlüdür. Şirket tarafından alınan tedbirler ve gerçekleştirilen işlemlere ilişkin masraflar belgelendirilmek ve makul olmak şartıyla... tarafından karşılanır." hükmünü içermektedir. Somut uyuşmazlıkta, dağıtım faaliyetinin davalı ... tarafından gerçekleştirildiği dönemde yüksek gerilim hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın maliki tarafından, davacı aleyhine tazminat davası açılmış, dava kabulle sonuçlanmış, yine davacı aleyhine icra takibine başlanılması üzerine taşınmaz malikine 9.075,07 TL ve 246,80 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece, davalının bu meblağın tümünden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, sözleşmenin anılan 7.2 maddesindeki ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği iddia ve ispat olunmadığı gibi, mahkemece bu yükümlülüğe uyulmamasının sonuçları da değerlendirilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının davalıya ne miktarda rücu edebileceğinin belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.