Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 600 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4304 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.05.2010 tarih ve 2007/405-2010/241 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi temlik alan ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar, davacı şirketin, Mart 1997 döneminde 1.600.000 adet ... hisselerini 0,27 TL beher hisse bedeli ile toplam 432.000 TL'na ...'den satın alarak iştirak ettiğini ve o tarihten bu yana aktifinde sürekli olarak bu tutarın yer aldığını, ancak 03.07.2003 tarih ve 12 sayılı yönetim kurulu kararı ile bu hisselerin 0,001 TL olan nominal değerleri üzerinden toplam 1.600 TL bedeli ile bütün alacak ve borçları ile birlikte davalı ...'a satıldığını, firmanın böylelikle uhdesinde bulunan değerli iştirak hisselerini satarak olabilecek karlardan vazgeçtiği gibi aynı zamanda bu satıştan 430.400 TL zarar ettiğini, bu zarardan yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL zararın, faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Temlik alan davacı ... vekili, 23.12.2008 tarihli ıslah dilekçesine ekli 02.08.2008 tarihli temlik sözleşmesini ibraz ederek, alacak temlik sözleşmesine istinaden, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL olarak açılan davanın 430.400 TL olarak ıslahı ile ıslah edilen bu miktarın faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı ..., ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin mali sorumlulukları dolayısıyla tazminat ödemelerine karar verilebilmesi için yalnızca kusurlu olmalarının yeterli olmadığı, aynı zamanda mali sorumluluk doğuran olay nedeniyle şirketin fiilen ve gerçekten zarara uğramasının gerektiği, ... Ticaret Sicil Memurluğu'ndan gelen cevabi yazı içerisinde yer alan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 18.08.2003 tarih 2003/449 sayılı, 14.08.2003 tarih 2003/426 sayılı, 26.08.2003 tarih 2003/442 sayılı müteferrik kararlarında ... Grubunun her türlü mal ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılmasına karar verildiği, davalı ...'ın iktisap ettiği hisselere ve davacı şirkete ... tarafından el konulmuş olduğundan davacı şirketin uğradığı zararın böylece tahsil edilmiş sayıldığı, dava konusu hisse satışına yönelik tasarruf işleminin ...'nin 18.05.2005 tarih 188 sayılı kararı ile hükümsüz sayıldığı, bu nedenle bu davada tazminata hükmedilmesinin gerekmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, temlik alan davacı ... vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu hisselerin yeniden davacı ...'dan 1.600 TL bedelle, ...'nin aldığı 18.05.2005 tarih ve 188 sayılı kararla davacı şirkete geri verilmiş olması nedeniyle hisse bedelinden dolayı davacının zarara uğramamış olmasına göre, davacı-temlik alan ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Ancak, dava, yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davası olup, davacı dava dilekçesinde hisselerin alış ve satış bedelleri arasındaki fark nedeniyle zarara uğradığını iddia ettiği gibi, bunun yanı sıra bu hisselerden dolayı oluşan kar nedeniyle de zarar ettiğini iddia etmiş, mahkemece hisselerin satıldığı 03.07.2003 tarihi ile aynı bedelle geri alındığı 18.05.2005 tarihleri arasında ...'nin kar dağıtıp dağıtmadığı, dağıtmış ise karın kim tarafından tahsil edildiği ve davacı şirketin bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı üzerinde durulmamıştır. Bu nedenle, mahkemece, bilirkişilerden, bu dönemde oluşmuş kar var ise, bu kar nedeniyle davacının zarara uğrayıp uğramadığına dair ek rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, ...'nin el koyduğu şirketlerin tasfiyelerinin ayrı ayrı gerçekleştirileceği dikkate alınmaksızın, uyuşmazlığa konu hisseleri satın alan davalı ...'ın malvarlığı ile davacı ...'ne, ...'in el koymuş olması nedeniyle alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleştiği gerekçesiyle yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-temlik alan ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-temlik alan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.