Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5993 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12273 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/06/2015 tarih ve 2014/853-2015/516 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 31/05/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...'nun hissedarı bulunduğu ....'nin diğer hissedarının ve imza yetkilisinin davalı olduğunu, bu şirkete ait olan Shell bayilik sözleşmesinin murisin ölmesinden önce, hastalığı sırasında davalı tarafından feshedildiğini, bu fesih sonrası Shell ile anlaşmaya vararak yine kendisinin ortak olduğu .... bünyesinde petrol istasyonunu işletmeye devam ettiğini, müvekkilinin davalının bu eylemi nedeniyle ... petrol istasyonuna veraseten ortak olamadığını, sözkonusu hileli fiil olmasa idi müvekkilinin benzin istasyonun işletmesinde ortak olacağını ancak buna engel olunduğunu ileri sürerek ....'de 3/20 hissenin müvekkiline devri ve tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, mirasçılık yolu ile şirket hissedarı olabilmek için murisin vefat ettiği tarihte ortaklık payının aidiyetinin tespiti talep edilen şirketin ortağı olması gerektiği, murisin ölüm tarihinde sözkonusu şirketin ortağı olmadığından davacının da mirasçı sıfatına bağlı olarak sözü geçen şirket hisselerinin aslen veya devren iktisabı mümkün olmadığı, söz konusu şirkette ortak olduğunun tespiti yönündeki taleplerinde davalıya yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. El birliği mülkiyetinde mirasçının tereke üzerinde tek başına tasarruf etmesinin mümkün olmamasına ve tereke adına açılmış bir dava da bulunmamasına göre, davanın davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş ise de hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmuştur. Ancak, davanın aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi halinde davalı yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri yerinde bulunmamış, kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de; kanuna aykırı olan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm kısmının 5 numaralı bendinde yer alan “5.800,00 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “1.500 TL” ibaresinin eklenmesine kararın düzeltilmiş bu şekli ile yukarıda açıklanan gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 31/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.