MAHKEMESİ : HENDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2013/85-2013/416Taraflar arasında görülen davada Hendek Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.09.2013 tarih ve 2013/85-2013/416 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabından Kocaeli 5. İcra Müdürlüğü'nün 2010/9167 Esas sayılı dosyasına istinaden 3.016 TL kesildiğini, oysa müvekkilinin takibe konu edildiği gibi bir kefilliği olmadığını, anılan icra dosyasının da işlemden kaldırıldığını ileri sürerek, 3.016 TL'nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu kredi borcunun kat edildiğini, kredi sözleşmesindeki hükümlere istinaden rehin takas mahsup hakkı kullanılarak alacağın tahsil edildiğini, icra dosyasının işlemden kaldırılmadığını, derdest olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra hukuk mahkemesine yapılan şikayet başvurusu üzerine davacının takip talebini öğrenme tarihinin 17.05.2011 olarak kabul edildiği, buna göre borca itirazın süresinde yapılmış olmakla takibin davacı şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği, davacı şirket hakkında kesinleşmiş takip bulunmaksızın yapılan kesintinin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 3.016 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, davalı banka tarafından davacının hesabından yapılan kesintinin istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece, icra takibinin davacı şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği halde, davacı hakkında kesinleşmiş takip bulunmaksızın yapılan kesintinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı banka vekilince cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasında davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu genel kredi ve kefalet sözleşmesinin 5. maddesi ile bankanın virman, rehin, hapis ve takas hakkının düzenlendiği, yine sözleşmenin 47. maddesi gereğince banka defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğinde olduğunun taraflarca kabul edildiği ileri sürülmüş, bankanın defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması talep edilmiş, mahkemece ise, davalı bankanın savunmasında geçen genel kredi ve kefalet sözleşmesi incelenmeden karar verilmiştir. Bu itibarla, söz konusu sözleşmenin tamamı dosyaya getirtilerek sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesi, gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.