Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5940 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11055 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/02/2015 tarih ve 2014/109-2015/49 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalının 31/08/2007 tarihinde yaptıkları kurum devir sözleşmesi ile davalının kurucusu olduğu kreşin devri konusunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından davalı tarafa devir bedeli olarak 15.500,00 TL'lik vadeli bir çek verildiğini, müvekkilinin kreşin faaliyetlerini sürdürebilmesi için zorunlu ve faydalı masraflar yaparak devraldığı kreşin eksikliklerini giderdiğini, davalı tarafın sözleşmenin feshini haklı bir sebebe dayanmadan ihtarda bulunmadan hukuk dışı bir yolla müvekkiline ait kreşin kapısını kırıp içeri girerek kreşe el koyduğunu, devir sözleşmesi için verilen 15.500,00 TL değerindeki çekin iade edilmediğini, haksız olarak feshedilen sözleşmenin doğurduğu maddi zararlardan 1.000,00 TL'lik kısmının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle haksız fesih tarihi olan 22/09/2007 'den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 13/05/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile alacağı 35.192,22 TL olarak ıslah etmiştir .Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin hiç yürürlüğe girmediğini, davacının sözleşme koşullarına aykırı davranarak müvekkilinin binasına ağır zararlar verdiğini, bu zararlarda ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/50 D.İş sayılı dosyasında tespit ettirildiğini, zararın 725,00 TL olduğunu, halen davacının birkısım eşyalarının binada olduğunu ve alması için ihtar çektiklerini ancak olumsuz yanıt aldıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında imzalanan 31/08/2007 tarihli adi yazılı "kurum devir sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin feshedildiği ve kreşin, devir eden davalı elinde bulunduğu, sözleşmeden sonra Maliye Bakanlığı'nca yapılan yoklamada da kreşin devrinden sonra faaliyete hiç geçmediği ve kira ödemesi yapılmadığı, her ne kadar davacı özellikle ıslah dilekçesi ile yıllık kazanç kaybınında tazminini istemiş ise de; henüz bir kira ödemesi yapılmayan ve taraflar arasındaki adi sözleşme ile süreside belirlenmemiş olan kreşin bir yıllık kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, davacı tarafından ispatlanan, dava konusu yere davacı tarafından yapılan masrafın ise davalının sebepsiz zenginleşmesine sebep olduğundan davalıdan tahsiline, miktar belirtilerek ve ödeme talebi ile davalıya bir ihtar söz konusu olmadığından, alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş; davacının yoksun kalınan kar konusunda dosyada hesaplama yapabilmek ve hak edilen yoksun kalınan karın varlığını tespit edecek yeterli delil olmadığından davacının yoksun kalınan kar taleplerinin de reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının uğradığı zararın tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasında, 31.08.2007 tarihli “Kurum Devir Sözleşmesi” yapıldığı, bu sözleşmeye göre, davalının malik ve işleteni olduğu iş yerini davacıya devrettiği ve ayrıca malik sıfatıyla davacı ile kira kontratı da akdetmeyi üstlendiği, bundan sonra davacının devredilen iş yerine girerek bir takım masraflar yaptığı, ancak kira kontratının yapılmadığı, iş yerinin halen davalının elinde bulunduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Bozma sonrası mahkemece uyulan Dairemizin 05.06.2013 tarih, 2012/17737 E., 2013/11760 K. sayılı ilamında, toplanan delillere göre, sözleşmeyi davalı taraf feshetmiş olup, davalının bu fesihte haklı olup olmadığı, davacının talep edebileceği tazminat tutarı taraflar arasında ihtilaflı olduğu, bu durumda mahkemece, evvela, taraflar arasındaki iş yeri devir sözleşmesinin feshinde, davalının haklı olup olmadığı üzerinde durulup taraflardan bu yöndeki delilleri, taraflardan sorulup toplanarak, davalının fesihte haklı olup olmadığının belirlenmesi, fesihte haksız olduğunun tespiti durumunda, davacının BK. 106 vd. maddeleri gereğince müspet veya menfi zararını isteyebileceği göz önüne alınarak, oluşturulacak bilirkişi kurulundan haksız fesih nedeniyle, davacının talep edebileceği tazminat miktarı konusunda rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ancak mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra, alınan bilirkişi raporunda sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiği ve yoksun kalınan kazanç hususunda da 22.04.2011 tarihli bilirkişi raporuna atıfla bedelin 39.600 TL olarak belirlendiği halde; bozma ilamında belirtilen hususlar ve alınan bilirkişi raporu tartışılıp değerlendirilmeksizin bozma öncesi verilen karardaki aynı gerekçelerle ve yoksun kalınan kazanç için yeterli delil olmadığından bahisle aynı karara hükmedilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. 2-Ayrıca yine uyulan bozma ilamında, davalının, bedeline hükmedilen imalatların içinde, elektrik süpürgesi, muhtelif sayıda tabak, fırça v.b gibi götürülmesi mümkün eşyaların olduğunu, gerek davadan önce davacıya çektiği ihtarda, gerekse davadaki savunmalarında belirttiği bu kalem eşyaların tespiti yapılmaksızın, tamamının bedeline hükmedilmesi de kabule göre doğru bulunmamıştır. Ancak mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra, alınan bilirkişi raporunda, götürülebilir eşyaların da toplam eşya bedelinden düşüldüğü, bu şekilde davacı zararının 3.319,22 TL olarak belirlendiği halde; bozma ilamında belirtilen hususlar ve alınan bilirkişi raporu tartışılıp değerlendirilmeksizin bozma öncesi verilen karardaki aynı gerekçelerle aynı karara hükmedilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.