Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5910 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13888 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ( KADIKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ )TARİHİ : 14/03/2012NUMARASI : 2006/705-2012/218Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/03/2012 tarih ve 2006/705-2012/218 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, davacı vekilinin duruşmadan vazgeçme dilekçeside gözönüne alınarak dosyanın duruşmasız incelenmesine karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin maliki olduğu iki adet dükkan ile 1 ve 2 nolu dairelerin davalı şirkete zorunlu deprem ve yangın sigorta poliçeleri ile sigortalı bulunduğunu, 1 ve 2 nolu dairelerde 11.12.2005 tarihinde meydana gelen hırsızlık nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, hasarın ihbarını müteakip davalı tarafın 09/05/2006 tarihinde yangın poliçesinin haksız şekilde iptal edildiğini ileri sürerek, asıl davada 10.000 TL'nin, birleşen davada da bakiye 50.371,64 TL'nin olat tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının talep edebileceği toplam tazminat miktarının 14.700,00 TL olduğu, davalının 28/07/2006 tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesiyle asıl davada 10.000 TL'nin, birleşen davada da 4.700 TL'nin 28/07/2006 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Asıl ve birleşen davalar, hırsızlık sigortası sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında 30.05.2005-30.05.2006 dönemini kapsayan ve iki adet işyeri ile iki adet konut için enflasyona endeksli olarak düzenlenmiş bulunan sigorta poliçesinde, hırsızlık halinde toplam eşya sigorta bedelinin 110.000 TL., A.. K..'in ikamet ettiği D:1'deki eşya bedelinin 50.000 TL, N.. K..'in ikamet ettiği D:2'deki eşya bedelinin 60.000 TL olduğu belirtilmiş, poliçeye sonradan 20.000 TL değerinde muhtelif kıymetli eşyalar eklenmiş, yine poliçede sayılı ziynet eşyası dahil kıymetli eşyalar için ödenecek tazminat miktarının, tüm ev eşyası için tespit edilen sigorta bedelinin %30'u ile sınırlı olduğu, sadece ziynet eşyasının toplam değerinin de toplam eşya sigorta bedelinin %10'unu aşamayacağı bildirilmiştir. Bu durumda çalınan ziynet eşyası dahil tüm kıymetli eşyalar için davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçede yazılı toplam ev eşyası sigorta bedeli olan 130.000 TL'nin enflasyon endeksi uygulanmış halinin %30'u, ayrıca sadece ziynet eşyaları için aynı bedelin %10'u ile sınırlıdır. Somut uyuşmazlıkta da ziynet eşyasından başka gümüş sürahi takımı ve elektronik eşyalar da çalındığına göre mahkemece yapılacak iş, öncelikle bu eşyaların Poliçe Genel Şartları hükümleri uyarınca, rizikonun gerçekleşmesi anındaki tazmin değerlerinin (ticari emtia olmadığı için), ardından da davalının yukarıda açıklanan sorumluluk sınırlarının gözetilerek, davacıya ödenecek tazminat miktarının belirlenmesinden ibarettir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetin ise tümü hukukçulardan oluşmuş, hatta bizzat bilirkişi heyetince, zararın tespitine dair görüş bildiremeyecekleri, ancak hukuki yorumlar yapılabileceği belirtildiği halde, mahkemece bilirkişi heyeti zarar miktarı konusunda görüş bildirmeye zorlanmıştır. Ayrıca anılan bilirkişi raporunda, toplam eşya sigorta bedelleri, diğer bir deyişle davalının sorumluluk limitleri belirlenirken, enflasyon endeksi de gözetilmemiştir. Yine mahkemece davacının talep edebileceği zarar miktarı konusunda son bilirkişi raporu ile diğer raporlar arasındaki çelişki de giderilmemiştir. Bu durum karşısında mahkemece, aralarında ziynet eşyası ile elektronik eşya konusunda görüş bildirmeye yetkili uzmanlar ile bir sigortacının bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacının talep edebileceği tazminat miktarının, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca tespiti ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.