MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.06.2015 tarih ve 2014/381-2015/280 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının Avrupa'daki Türk işçilerinden yüksek oranlarda faiz verileceği garantisi ile para tahsil eden şirket olduğunu, müvekkilinden de parasını istediği zaman geri alınabileceği karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaatleriyle 17/08/1998 tarihinde 20.000 DEM tahsil edildiğini, tahsil makbuzu karşılığında ...nda kurulan ...'ye ait hisse senetlerinin müvekkiline verildiğini, tahsil edilen parayla ilgili olarak davalıdan başka sorumlu olarak başvurulacak tüzel veya gerçek bir kişinin olmadığını, ...'nin davalı firma tarafından kurulduğunu, Inc şirketinin paravan olarak kullanıldığını, kendilerini ... olarak tanıttıklarını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ...'ın ...'nin de yönetim kurulu başkanı olduğunu belirterek müvekkilinden tahsil edilen (20.000 DEM) 10.225,84 Euro'nun tahsil tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava dilekçesinde belirtilen şirket ile müvekkili şirketin ayrı şirketler olup, ayrı tüzel kişiliklerinin bulunduğunu, ... şirketinin merkezinin ... olup, müvekkili şirketin şirket merkezinin ... olduğunu, davanın muhatabının müvekkili şirket olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasına dayanak yaptığı sözleşme ve diğer belgelerin dava dışı ... tarafından düzenlendiği, davalının taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalının Avrupa'daki Türk işçilerinden yüksek oranlarda faiz verileceği garantisi ile para tasil eden şirket olduğunu, müvekkilinden de parasını istediği zaman geri alınabileceği karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaatleriyle kendisinden 20.000 DEM tahsil edildiğini, tahsil makbuzu karşılığında ...nda kurulan ...'ye ait hisse senetlerinin verildiğini, tahsil edilen parayla ilgili olarak davalıdan başka sorumlu olarak başvurulacak tüzel veya gerçek bir kişinin olmadığını, ....'nin davalı şirket tarafından kurulduğunu ve paravan olarak kullanıldığını, kendilerini ... olarak tanıttıklarını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ...'ın ...'nin de yönetim kurulu başkanı olduğunu iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının dayandığı makbuzun dava dışı .... logosunu taşıdığı aynı şirkete ait 16 adet hisse senedinin davacı adına düzenlendiğinden bahisle davalı şirketin, taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle davacının dava dışı şirketin sessiz ortağı olup bu şirketin topladığı paraların davalı şirkete aktarıldığı, bu paralarla davalı şirketin de payı bulunmayan şirketlere kaynak sağlandığı, böylece sessiz ortaklara paylarının geri verilmesinin engellendiği, .... ile davacının ortağı olduğu şirket arasında bir bağın varlığının inkar edilemeyeceği ve bu durumda her iki şirketin perdenin aralanması ilkesi uyarınca bir şirket olarak değerlendirilmesi iddialarının ileri sürülmesi karşısında, davacı tarafın bu iddia ve buna ilişkin delillerinin değerlendirilmeksizin yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.