Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5904 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5386 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.02.2016 tarih ve 2014/88-2016/116 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile davalı .... arasında imzalanan 19.02.2007 tarihli sözleşme uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle müvekkili kurumun uğradığı zararın davalıdan tahsili için .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/358 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, alınan bilirkişi raporu uyarınca müvekkilinin alacağının sabit olduğunu, ancak dava sırasında davalı şirketin tasfiye edilip Ticaret Sicil Kaydının terkin edildiğinin ortaya çıktığını, bu nedenle mahkemece 25.02.2014 tarihli duruşmada verilen ara karar uyarınca ihya davası açılmak üzere müvekkiline süre verildiğini, ayrıca .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/810 Esas 2011/549 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde hükme bağlanan müvekkil alacağının tahsili amacıyla .... İcra Müdürlüğü'nün 2012/2494 Esas sayılı dosyasında ilamlı icra takibine de başlanıldığını, söz konusu alacağın tasfiye memuruna bildirilmiş olmasına rağmen ödenmediğini, bu nedenle de şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek davalı ....'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... Müdürlüğü vekili, müvekkilinin yasal hasım olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalılar tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmamış olması nedeniyle ihya koşullarının oluştuğu gerekçesiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/358 Esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanması amacıyla bu dosyayla münhasır olmak üzere Tasfiye Halinde ....'nin ihyasına, tasfiye memuru olarak ...'ın görevlendirilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- 6762 Sayılı TTK'nın 552. maddesi yollamasıyla Anonim şirketin, tasfiye memurlarını tayin ve azilleri, tasfiyenin icrası, ticaret sicilindeki kaydın silinmesi ve ticari defterlerin saklanması hakkındaki hükümleri limited şirketlerde dahi tatbik olunur. Aynı yasanın 449. maddesinde tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden terkini tasfiye memurları tarafından sicil memurluğundan talep olunacağı, işbu talep üzerine terkin keyfiyeti tescil ve ilan olunacağı düzenlenilmiştir. Dosya içerisinde yer alan ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 10.12.2015 tarihli yazısında ihyasına karar verilmesi talep edilen ....'nin 02.01.2012 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, 20.01.2012 tarihinde bu kararın tescil ve ilan edildiği, şirketin tasfiyesinin sona erdiğine dair dosyasına intikal eden sicil kaydının bulunmadığı belirtilmiştir. Bahsi geçen yazı uyarınca ihyasına karar verilmesi talep edilen şirketin tasfiyesi henüz sona ermediğinden tüzel kişiliğinin halen devam ettiği sonucuna varılmaktadır. Bununla birlikte tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinden terkin edilmeyen şirketler hakkında ihya davası açılamayacağı gibi bu yönde bir karar da verilemez. Zira, ihyasına karar verilmesi talep edilen şirketin tüzel kişiliğinin fesih, tasfiye ve terkin neticesinde sona ermiş olması bu davanın dava şartı niteliğindedir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı ... 'nin tasfiye işlemlerinin devam ettiği hususu gözetilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.