MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/562-2015/260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili aleyhine sigorta brokerliği hizmeti karşılığından prim borçlarının ödenmediğinden bahisle icra takibi başlattığını, müvekkilinin takibe itirazı üzerine davalı şirket tarafından .... Asliye Ticaret Mahkemesin'de itirazın iptali davası açıldığını, açılan dava nedeniyle yapılan yargılama neticesinde 2005/683 esas 2006/552 karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın davalı vekilince .... İcra Müdürlüğü'nün 2005/2104 esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini, müvekkilince kararın temyiz edilmesine karşın tehiri icra kararı alınamadığını, yapılan temyiz başvurusu üzerine mahkemece verilen kararın bozulduğunu, dosyanın geçirdiği safahat sonrasında .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/276 esas 2014/59 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiğini, ancak daha öncesinde davanın kısmen kabulüne dair verilen karar uyarınca yapılan takip nedeniyle müvekkilince icra tehdidi altında icra dosyasına yatırılan 15.200,00 TL'nin 1.8.2007 tarihinde davalı tarafından tahsil edildiğini, müvekkilince davanın reddi sonrasında ödemiş olduğu ana para ve faizinden yoksun kalınması nedeniyle uğranılan zarara binaen davalı aleyhine .... İcra Müdürlüğünün 2014/11913 esas sayılı takip dosyasında icra takibine başlanıldığını, söz konusu dosyada davalı tarafından talep edilen alacağın 15.200,00 TL'lik kısmının ödenerek diğer talepler yönünden itirazda bulunulduğunu, icra vekalet ücreti ve icra masraflarına yönelik itirazın kabul edilmekle birlikte paradan yoksun kalınması nedeniyle uğranılan zarara binaen talep edilen alacak yönünden yapılan itirazın yerinde olmadığını, ileri sürerek davalının .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/11913 esas sayılı dosyasında asıl alacak dışında faiz alacağına yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden faiz isteme hakkı olmadığını, mahkeme kararı uyarınca tahsil edilen paranın eski hale iadesi yoluyla ödenmesinde bu tutara faiz işletilemeyeceğini, eski hale iade için ise yeni takibe gerek olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK'nın 40/2. maddesi uyarınca alacaklının mahkeme kararına dayalı olarak tahsil ettiği parayı tamamen veya kısmen iade borcu doğmasının anılan kanun hükmü uyarınca bu husustaki kararın kesinleşmesine bağlı olduğu, karar kesinleşinceye ve iadesi istenilen tutar talep edilinceye karar tahsil edilen paranın elde tutulmasının kanuni hakkın kullanımı niteliğinde bulunduğu, davalı tarafından ödeme emrinin tebliği ile yasal süre zarfında tahsil edilen meblağın iade edildiği, davalının tahsil ettiği parayı elinde tutmasının kanun gereği olması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, icra tehdidi altında ödenen paranın iadesine kadar geçen süreçte kullanılamamasından kaynaklanan zararın tazmini için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı tarafından başlatılan icra takibine davacı tarafından itiraz edilmesi üzerine .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/683 esas sayılı dava dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, bu davanın yargılaması neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kabul edilen kısmın tahsili için davalı tarafından icra takibine başlanıldığı, takiple birlikte icra marifetiyle davalıdan 15.200,00 TL'nin tahsil edildiği, davalının temyizi üzerine itirazın kısmen kabulüne ilişkin kararın bozulduğu, bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, bu karar üzerine davacı tarafından .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/11913 esas sayılı dosyasında icra tehdidi altında ödenen 15.200,00 TL ile bu paranın davalıya ödendiği tarih ile takip tarihi arasında bu paradan yoksun kalınması nedeniyle oluşan zarara binaen 9.196,00 TL'nin davalıdan tahsili için icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından 15.200,00 TL'lik kısmın ödeme emrinin tebliği sonrasında davacıya ödenerek geri kalan kısım yönünden takibe itiraz edildiği, iş bu itiraz üzerine mevcut davanın açıldığı sabittir. İİK'nın 40/2. maddesinde “Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilipte aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kati bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca icranın iadesi yoluyla alacaklıdan geri alınıp borçluya verilecek miktar borçlunun icra dairesine ödediği miktardır. Bu paranın icra dairesine ödendiği tarih ile icranın iadesi yoluyla geri ödendiği tarih arasındaki dönem içerisinde borçlunun ödediği parayı kullanılamamasından doğan zararı İİK'nın 40/2. maddesi uyarınca alacaklıdan tahsil edilemez. Ancak borçlu, bu döneme ilişkin olarak ödediği parayı kullanamamasından kaynaklanan zararın tazmini için ayrı bir dava veya takip yapabilir. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından başlatılan takibin itiraza konu edilen kısmı; ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/683 esas sayılı dosyasında verilen karara istinaden yapılan takip nedeniyle davalıya ödenen paranın kullanılmamasından kaynaklanan zarara ilişkin olup bu nedenle İİK'40/2. Maddesi hükmünün uyuşmazlığa uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan bu durum karşısında mahkemece, işin esasının incelenip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesinde hataya düşülüp yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.