MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2013NUMARASI : 2012/5-2013/182Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23.05.2013 tarih ve 2012/5-2013/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Bursa Şubesi'nde 2200 311002 3339479 numaralı hesabına 08.07.1997 tarihinde 10.000,00 DM döviz yatırdığını, davalı banka tarafından, davacı hesabındaki paranın hesapta işlemsiz 10 yıllık süre geçmesi nedeni ile TMSF'ye devredildiğinin bildirildiğini, son işlem tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçmediği gibi Bankalar Kanunu’nun 62. maddesine uygun işlem yapılmadığını ileri sürerek; Euro'ya dönüşen bakiye 5.112,91 Euro alacağın 28.07.1997 tarihinden itibaren işlemiş en yüksek banka mevduat faizi ve işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın Bursa Şubesi’nde bulunan davacıya ait 2200 311002 3339479 numaralı vadeli döviz tevdiat hesabının, hesap sahibinin 09.01.1998 tarihli son işlem tarihinden itibaren 10 yıldan uzun süre aranmadığından 2008 yılında zamanaşımına uğrayarak 2009 yılında hesaptaki tutarın TMSF'nin TC. Merkez Bankası’ndaki hesaplarına devredildiğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesi ve bu konudaki ilgili yönetmeliklere uygun işlem yapıldığını, husumetin T.. F..'na yöneltilmesi gerektiğini, davanın TMSF'ye ihbar edilmesini ,haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İhbar olunan TMSF vekili, davanın muhatabının sadece davalı banka olup, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili kuruma devredilen banka hesabının zaman aşımına uğradığından; alacağın bulunmadığını, bu nedenle davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu hesap, davalı bankanın Bursa Şubesi’nde açıldığından davalının husumet itirazının yerinde görülmediği, davacıya ait döviz tevdiat hesabının 10 yıllık zaman aşımına uğraması nedeniyle; Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesi ile bu maddeye göre çıkarılan yönetmelik hükümleri gereğince işlem yapılması gerektiği, buna göre; banka hesabındaki paranın 10 yıl süre ile aranmaması halinde; ilgili bankanın internet sitesinden zaman aşımına uğrayan hesabın sahibinin ve hesap miktarının 3 ay süre ile yayınlaması gerektiği, ayrıca Türkiye genelinde yayınlanan gazetelerde ilan yayınlaması gerektiği ve hesap sahibine iadeli taahhütlü mektupla tebligat yapılması zorunluluğu getirildiği, açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda dava konusu incelendiğinde, davalı banka 01.02.2009 tarihinden itibaren kendi internet sitesinde 3 ay süre ile zaman aşımına uğrayan hesap listesini ve davacı hesabını yayınladığı, ayrıca 2. aşama olarak Türkiye genelinde yayınlanan Hürriyet Gazetesi’nin 06-07/02/2009 tarihli nüshalarında zaman aşımına uğrayan hesap bilgileri ve davacı hesap bilgisi ilan edildiği, 3. aşamanın ise zaman aşımına uğrayan mevduat sahibine iadeli taahhütlü mektupla tebligat yapılması olduğu, bu konuda yapılan tebligat evrakları getirtilerek yapılan incelemede davacıya çıkarılan iadeli taahhütlü tebligat evrakının, "tebligatın postada bekleme süresi dolduğundan tebligatı çıkaran merciine iadesine" şerhi konularak tebligatın iade edildiği ve sonuç olarak yasa ve yönetmelikte emredildiği şeklinde davacıya ait hesabın zaman aşımına uğradığının davacıya tebliğ edilmediği,bu nedenle davacıya ait hesabın zaman aşımı nedeni ile, TMSF'ye devredilmesi davacıya tebligat eksikliğinden dolayı yasa ve yönetmeliğe uygun görülmediği, davacının alacak hesabı konusunda bankacı bilirkişiden rapor alınmış olup, bilirkişi raporuna göre dava tarihi itibariyle davacının alacak miktarının 8.717,28 Euro olduğu, bu miktarın 5.112,91 Euro'su asıl alacak olup, 8.717,28-5.112,91 Euro asıl alacaktan düşüldüğünde bakiye 3.604,37 Euro'nun işlemiş faiz miktarı olduğu, davacı da işlemiş faiz talebinde bulunduğundan bilirkişi raporundaki hesaplamanın uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.112,91 Euro asıl alacak, 3.604,37 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.717,28 Euro alacağın; 5.112,91 Euro asıl alacak kısmına 03.01.2012 dava tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarına Euro döviz cinsinden açılan 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme tarihindeki Euro döviz kuruna TCMB'nin uyguladığı efektif alış kuru üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Her ne kadar mahkemece, davacıya ait mevduatın davalı bankada kaldığı süre için sektör ortalaması alınarak davacının davalıdan talep edebileceği faiz miktarı saptanmış ise de; davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz ettiği veçhile, mevduat davalı bankada durduğuna göre, münhasıran davalı bankanın o nitelik ve süredeki hesaplara uyguladığı faiz oranları uygulanmak suretiyle davacının davalıdan talep edebileceği faiz miktarının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bilirkişiden bu yönde ek rapor alınmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.