Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5740 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9482 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07/05/2015 tarih ve 2014/60-2015/484 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının işlettiği kafede müşterilere sunulan menü kataloğunda "Cafemizde sunduğumuz tüm ürünler TSE belgelidir." şeklinde bir ibarenin bulunduğunu, ancak yapılan incelemede söz konusu katalogda yer alan ürünlerde TSE markasının bulunmadığının tespit edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin markasının haksız kullanılması nedeniyle 2.000,00 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın 09/06/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, maddi tazminat talebini 4.500 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, iş yerinin TSE belgeli olduğu yönünde beyanda bulunmadığını, menülerin altında yazılan ibarenin yasal olmayan sağlıksız hiçbir firmadan alım yapmadığının göstergesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı kurumdan alınmış TSE belgesi bulunmadığı halde menü kataloğunda "cafemizde sunduğumuz tüm ürünler TSE belgeledir." ibaresini kullandığı, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edeceği, davalının eyleminin davacıyı maddi manevi zarar uğratacağı, davacı talebinin haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 4.500 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminat ile ilgili karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ancak, davacı tarafça Dairemiz bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporuyla belirlenen lisans ücreti itibariyle 07/05/2015 havale tarihli dilekçesi ile netice-i talep miktarı 4.500 TL'ye artırılmıştır. Yargıtay İBK'nun 04/02/1948 gün ve 10/3 sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah mümkün olmadığı halde ıslahla artırılan 2.500 TL'lik dava yönünden kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.