MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/06/2015 tarih ve 2014/1403-2015/392 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili, fer'i müdahil ... vekili ile ihbar olunan ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın teşvik ve yönlendirilmesi ile .... Şubesi'ne 18/11/1999 tarihinde 1.000,00 TL ve 6.000,00 TL olmak üzere iki ayrı hesap cüzdanı ile toplam 7.000,00 TL yatırdığını, banka yönetimine 21/12/1999 tarihinde el konulduğunu, davalının taahhüt ve güvencelerine rağmen müvekkilinin alacağının ödenmediğini, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nde banka yetkilileri hakkında kamu davası açıldığını, mahkumiyet kararı verildiğini ve kararın onandığını, müvekkili ile banka arasında karz akdi kurulduğunu, bankanın sebepsiz zenginleştiğini, kanuna karşı hile yoluna başvurulduğunu, bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığını, bankanın haksız fiil sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 7.000,00 TL'nin 18/11/1999 tarihinden itibaren vade sonuna kadar akdi faiz, vade sonundan itibaren ise, 3095 sayılı Yasa'nın 2/2 m. gereğince akdi faizden az olmamak üzere temerrüt faiziyle davalıdan tahslini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, husumet, zaman aşımı, hak düşürücü süre yönünden davanın usulden ve davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için seçtiği hesap türü ve parasını bu hesapları değerlendirmek üzere verdiği talimat ve müvekkili bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işlemi bulunduğunu savunarak, esastan da reddini istemiştir. Fer'i müdahil ... vekili, husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden davanın usulden ve davacının serbest iradesiyle kıyı bankacılığını tercih ettiğini, müvekkilinin ayrı bir tüzel kişiliği olup, off shore bankası ile aralarında hiçbir organik bağın ve müvekkili bankanın off shore bankası nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisinin bulunmadığını, davacının off shore hesap cüzdanını aldıktan sonra herhangi bir itirazının olmadığını, ceza mahkemesi kararının kesin delil niteliğinde bulunmadığını, bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini, faiz talebinin yerinde olmayıp, hükmedilecek faiz oranının ancak vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olabileceğini savunarak, esastan da reddini istemiştir. İhbar olunan ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı Banka'dan 18/11/1999 tarihi itibariyle 7.000,00 TL alacaklı olduğu, her ne kadar, dava dosyasına davalı tarafça, davacı adına açılan hesaba, bu hesaba yatırılan paranın off shore hesabına havale edilmesine dair birtakım belgeler sunulmuş ve bu belgelerdeki imzaların davacıya aidiyeti çekişmesiz ise de, davacının yeterli bir karmaşık nitelikteki anılan bankacılık işlemlerinin yapılması sırasında, banka tarafından işlemlerin mahiyeti hakkında gerekli ve yeterli ölçüde bilgilendirildiği ve söz konusu işlemleri, doğabilecek hukuksal sonuçları bilerek yaptığı hususuna ilişkin olarak dosyaya delil ya da belge sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 7.000,00 TL'nin 18/11/1999 tarihinden itibaren değişen oranda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili, fer'i müdahil ... vekili ile ihbar olunan ... vekili temyiz etmiştir. 1-İhbar olunan ... vekilinin 20/07/2015 havale tarihli temyize cevap ve temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı ayrıca, ihbar olunana karşı husumet yöneltilerek açılan bir dava bulunmadığından ve mahkemece verilen kararda da ihbar olunan sıfatı ile karar başlığında gösterilmiş olup, aleyhine herhangi bir hüküm de tesis edilmediğinden, süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı gibi, hükmü temyiz etmekte hukuki yararı da olmadığından ihbar olunan ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihi olan 17/12/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun'un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekili ile fer'i müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ihbar olunan ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re'sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile fer'i müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.