MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/04/2015NUMARASI : 2009/212-2015/299 Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.04.2015 tarih ve 2009/212-2015/299 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.05.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ... ile davalı vekili Av. ... ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada müvekkili ile davalı arasında 01.01.2008 tarihinde Sağlık Psikolojik Eğitim ve Danışmanlık Merkezinin işletilmesi konusunda sözleşme imzalandığını, 09.01.2009 tarihinde sözleşmenin yenilendiğini, işin başından itibaren başarıyla hizmet vermelerine rağmen davalının 26.05.2009 tarihinde sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davacının halen başka belediyelere de benzer hizmetler verdiğini, yapılan işlemlerin sözleşmeye uygun olduğunu, zaman zaman şartnameye uygun eleman bulunmaması nedeniyle davalının isteği ile geçici olarak istihdam sağlandığını, yapılan işlemlerde idarenin yazılı veya sözlü onayının alındığını, bu konuda davalıdan herhangi bir uyarı, ihtar gelmediğini, ceza uygulanmadığını, yapılan işlemlere ilişkin günlük, haftalık, aylık raporlar sunulduğunu, psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yetkili uzman kişiler tarafından verildiğini, merkez aracılığı ile psikolojik, hukuki danışmanlık, rehberlik, çocuk gelişimi konularında toplumun maddi imkansızlıklar nedeniyle yaptıramadığı hizmetlerin yerine getirildiğini, seçimlerden sonra gelen yeni yönetimin mevcut hizmete hoş bakmadığını, seçim sonrası sık sık denitimler yapıldığını, 2009 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs dönemine ait toplam 174.609,67 TL hak edişin ödenmediğini, haksız yere Nisan ve Mayıs aylarında personel alımına izin verilmeyerek davacının 5.635,36 TL kardan, yine sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle beklenen fayda ve kardan yoksun kaldıklarını ileri sürerek, asıl davada 174.609,76 TL hak edişin, 2009 yılı Nisan ve Mayıs aylarında haksız olarak personel alımına izin verilmemesi nedeniyle yoksun kalınan 5.655,36 TL karın, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kalan 7 aylık döneme ait yoksun kalınan kar 69.450,92 TL ile ihalede yer alan diğer mal ve hizmet kalemlerinden beklenen 50.000 TL karın davalıdan tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise sözleşmenin teminatı olarak ödenen ve davalı tarafından nakde çevrilen 48.000 TL teminat mektubu bedelinin tahsilini istenmiştir. Davalı vekili, davacının ihale sözleşmelerine aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, ihale teklifi ve sözleşmesine uygun personel bulundurulmadığını, eski yönetim tarafından herhangi bir denetim yapılmadığını, ihalelere göz yumulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının teknik şartnamede belirtilen nitelikte personel çalıştırmadığı, personel için yüksek hak ediş raporları düzenlediği, 4735 SK'nın 25/d fıkrası uyarınca taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar verdiği, aynı kanunu 20/b maddesi gereğince bildirimsiz olarak davalı idarenin fesih hakkı bulunduğu, davacının sözleşmede belirtilen nitelikte personel çalıştırmadığından bu hizmetlerin bedellerini talep edemeyeceği, teminat mektubunun nakde çevrilmesinde mevzuata aykırılık olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Asıl dava, davalının sağlık, psikolojik, eğitim, danışmanlık merkezinin işletilmesi sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan ve sözleşmenin feshi öncesi Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarına ait ödenmeyen hak ediş bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davacının hak ediş bedellerini talep edemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Oysa, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı taraf yeterli nitelikte olmayan personelle olsa dahi yapılan hizmeti ifa ettiği belirtilmiş olup, bu durumda davacının fesih öncesi ödenmeyen hak ediş bedellerinin sözleşme, teknik şartname hükümleri çerçevesinde ve çalıştırılan personelin niteliklerine uygun olarak belirlenip, davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hak ediş isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.