MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28/05/2015 tarih ve 2008/242-2015/484 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/05/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya'da çalışan müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesi müşterisi olduğunu, davacının ... numaralı hesabında 112.559 Mark, ... numaralı hesabında 2500 USD ve 34-... numaralı hesabında ise 6000 USD vadeli mevduatı bulunduğunu, davacının elindeki hesap cüzdanları ile bankaya müracaat ettiğinde mevduatlarının kendisine ödenmediğini, bunun üzerine bankaya ihtarnameler keşide etmesine rağmen sonuç alınamadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı banka nezdindeki 112.559 DM ve 8.500 USD olan alacağının hesapların açılış tarihlerinden itibaren döviz tevdiat hesaplarına uygulanan faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı vekilinin ibraz ettiği 112.559 Mark tutarındaki hesapla ilgili cüzdanın sistem dışında daktilo ile tanzim edildiğini, ana para ve faiz miktarının elle yazılmış olduğunu, banka yetkililerine ait imzanın bulunmadığını, bu nedenle söz konusu hesap cüzdanının delil olma vasfı bulunmadığını, bankaya para yattığına dair kayıt bulunmadığını, diğer hesaplarında davacıya ödenmek sureti ile kapatılmış olduğunu, davacının delil olarak ibraz ettiği hesap cüzdanlarının banka çalışanı olan ve davacının akrabası olan ... tarafından davacının aldatılması sureti ile düzenlenmiş olduğunu, bankada usulsüzlükler yapan ...'ün bankadaki görevine son verilmiş olduğunu, hesap cüzdanları üzerinde banka kayıtlarının delil olacağı yazılı bulunduğundan, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıya ait vadeli mevduat cüzdanındaki banka görevlilerine atfen sağ tarafa atılı imzaların ...'a, sol tarafta atılı imzalarında ...'e ait olduğunun belirlendiği, .... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2007/51 Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak davacı Musip Üstün ile ...’ün arasındaki akrabalık ilişkisine dayanarak iş ve eylem birliği içinde olduklarına dair bir kararın bulunmadığı, mevduat hesap cüzdanının muteber bir belge niteliğinde olduğu, Yargıtay kararlarında bankanın imza yetkili personelinin imzasını taşıyan banka hesap cüzdanlarının makbuz niteliğinde olduğunun kabul edildiği, müşterinin elinde bulunan hesap cüzdanının bankayı temsil ve ilzam eden banka personeli tarafından imzalanmış olması nedeniyle hesap cüzdanının bankayı bağlayacağı, banka personelinin eylemlerinden dolayı davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 8.273,75 USD'nin dava tarihi olan 13.05.2002 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi gereği hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 95.051,78 Euro'nun dava dilekçesinde istem konusu yapılan 112.559 Alman Markının dava tarihindeki karşılığı olan 57.550,50 Euro'luk bölümünü 13.05.2002 dava tarihinden itibaren 37.501,28 Euro'luk bölümünün ise 12.07.2005 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereği hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun geçici 3. maddesinin göndermede bulunduğu 140. maddesi hükmünce davalı bankanın harçtan bağışık olduğunun gözden kaçırılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de; kanuna aykırı olan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın hüküm fıkrasının “4-Karar Harcı” başlıklı bölümünün tümünün çıkarılarak yerine, “davalı harçtan muaf bulunduğundan harç alınmasına yer olmadığına” ibaresinin eklenmesine, “6- Diğer Yargılama Giderleri” başlıklı bölümün “a” bendinin tümünün hükümden çıkarılarak yerine, “Davacı tarafından yatırılan harçların karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine” cümlesinin eklenmesine kararın düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.