Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 559 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 396 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/05/2011 tarih ve 2009/442-2011/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapmakta iken 08.08.2008 tarihinde tutuklandığını, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bankadan müvekkilinin maaş hesap özetinin talep edildiğini, ancak banka tarafından bu istem hesaba bloke konulması şeklinde anlaşılarak müvekkiline 4 ay boyunca maaş ödemesinin yapılmadığını, bankanın işlemi neticesinde müvekkili ve ailesinin mağdur olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bankanın Beyoğlu Şubesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü arasındaki protokole istinaden Emniyet çalışanlarının maaş ödemelerinin yapıldığını, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 14.08.2008 tarihli yazılı talimatına istinaden davacının hesabına bloke konduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı bankada bulunan maaş hesabına bloke konulmasına ilişkin İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün herhangi bir talimatının bulunmamasına rağmen, davacının tutuklu kaldığı 4 ay süre boyunca banka hesabındaki maaşının ödenmediği, bu süre zarfında davacının mağduriyetine sebebiyet verildiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinden feragat edildiğinden maddi tazminat talebinin reddine, takdiren 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davalı bankada bulunan davacıya ait maaş hesabına davalı tarafından bloke konulduğu dosya kapsamı ile belirgindir. Manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları zarar, zarar ile fiil arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Bu şartlardan en önemlisi zarar ile fiil arasında illiyet bağıdır. Eğer olayda zarar ile fiil arasında illiyet bağı kurulamıyorsa sorumluluk da doğmamaktadır. Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar paranın ödenmesini dava edebilir.Somut olayda, mahkemece manevi tazminat isteminin bir kısmı kabul edilmiş ise de; takdir hakkının bu şekilde kullanımına etkili olan nedenler, objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde gösterilmemiş olup, esasen de davalı tarafça banka hesabına bloke konulması nedeniyle, davacı nezdinde BK'nun 49. maddesindeki koşulların oluşmadığı nazara alınarak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.2- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.