MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 21.05.2015 tarih ve 2014/61-2015/78 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, "..." "..." markasının müvekkili ...'ye ait olduğunu, diğer müvekkilinin de distribütör sıfatıyla hak sahibi bulunduğunu, davalının müvekkiline ait ve tasarım tescili ile de korunan ürünleri taklit edip sattığını, delil tespiti dosyasında bu hususun tespit edildiğini ileri sürerek haksız rekabetin, marka ve tasarım hakkına tecavüzün önlenmesini, şimdilik 100.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin tecavüz iddiasına konu ürünleri hem davacının hem de davalının bir dönem bayiliğini yapan ....'den alacağına karşılık aldığını, tüm ürünlerin orjinal ve lisanslı olduğunu, taklit iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu ürünlerin orijinal olduğu iddiasını ispatla mükellef olduğu, tespit dosyasına ibraz edilen raporda davacı markasının ürünlerde görülmediğinin ve taraflara ait ürünlerin aynı kökten geldiğinin belirtildiği, bir diğer tespit dosyasında davalının bir marka olgusundan bahsetmediği, bozmadan sonra yapılan keşifte iki ürünün davalı işyerinde hazır olmadığının anlaşıldığı, daha önce tecavüze esas teşkil eden 4 ürün üzerinde davacı logosuna rastlanmışsa da davacının bu ürünlerin daha önce tecavüz teşkil ettiği belirlenen ürünlerle aynı olmadığı hususunda itiraz ettiği, ispat yükü üzerinde bulunan davalının iki ürünü hazır etmediği, ayrıca davalının bu tasarımları web sitesinde teşhir etmesinin icaba davet mahiyeti arzedip haksız rekabet oluşturduğu, fotoğrafların altında ürünlerin başka firmaya aidiyeti hususunda açıklama yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, haksız rekabetin tespiti ile durdurulmasına, 33.490,89 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Mahkemece verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.01.2014 tarih ve 2013/10235 Esas, 2014/22 Karar sayılı ilamında "davalının, dava konusu ürünlerin orijinal olduğunu savunduğu, uyuşmazlık konusu ürünler üzerinde keşif yapılarak bu savunmanın denetlenmesi gerektiği, ürünlerin orijinal olduğunun anlaşılması halinde eylemin haksız rekabet teşkil etmeyeceği" gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş olup bozma ilamında davalının internetteki kullanımına değenilmemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davalı işlerinde bulunan ürünlerin orijinal olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu itibarla bozma kapsamı dışında kalan hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Dairemizin bozma ilamından sonra yapılan bilirkişi incelemesinde; dava konusu 6 adet üründen 2 tanesinin davalı işyerinde görülmediği, bulunan 4 ürünün üzerinde ise davacıya ait kod numaralarının ve logosunun görüldüğü ve bu ürünlerin orijinal olduğu belirtilmiştir. Davacının, orijinal olduğu tespit edilen ürünlerin daha önce tespiti yapılıp incelenen ürünlerden farklı olduğu yönündeki itirazı ise soyut nitelikte olup sonuca etkili değildir. Bu itibarla mahkemece, davalı tarafından bilirkişi incelemesine sunulmayan 2 adet ürün yönünden hüküm kurulup maddi ve manevi tazminat miktarının buna göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.